İkincisi, online olduğunu bildiğin üç kişiden daha fazlasını takip etmelisin. | TED | ثانياً، عليك أن تتابعي أكثر من ثلاثة اشخاص تعرفينهم على الأنترنت. |
Ama üç milyar parçalı her şey gibi bu hediye de hassastır. | TED | لكن وكأي شيء مكون من ثلاثة ملايين عنصر تعتبر هذه الهدية هشة. |
Yani, üç kişiden dayak yedin ama yere bile düşmedin. | Open Subtitles | لقد تحمّلت ضرباً مبرحاً من ثلاثة رجال ولم تسقط حتى. |
Akşam altıdan önce getirme. Ve bir defada en fazla üç kişi! | Open Subtitles | ولكن ليس قبل السادسة مساء ولا تحضر أكثر من ثلاثة أشخاص سوية |
Mevsimsel gripte bu genelde bir kişi. Su çiçeğinde ise Üçten fazladır. | Open Subtitles | لذا، للرشح الموسمي عادةً واحد الجدري في الناحية الآخرى، أكثر من ثلاثة |
Bunun, için üç yıl önce bizde karşılıklı bakım programına geçtik. | Open Subtitles | لذا، من ثلاثة سنوات أصبح لدينا قسم للعناية بالكبار وأخر للشباب |
üç kristalden oluşuyor ve haritayı doğru okumak için hepsi gerekiyor. | Open Subtitles | مصنوعة من ثلاثة كريستالات والتي جميعها مطلوبة حتى يمكنك قراءة الخريطة |
Eğer hediyeyi paketlemek için üç parçadan fazla bant kullanıyorsan, yanlış yapıyorsundur. | Open Subtitles | إذا أستخدمت أكثر من ثلاثة قطع من الشريط لتغليف الهدية ستعمله خطأ |
üç gün önce Tessa beni arayıp Lewis'in Dubai'de görüldüğünü söyledi. | Open Subtitles | من ثلاثة أيام اتصلت بى تيسا وأخبرتنى بأن لويس فى دبى |
Öncelikle seni aramaya gelmedim. üç ay önce seni sildim zaten. | Open Subtitles | أولاً لم أبحث عنك انا تقريبا لم اراك من ثلاثة أشهر |
üç kişi daha öldü. Bense bir daha asla kardeşimi göremeyebilirim. | Open Subtitles | ،أكثر من ثلاثة أشخاص ماتوا و أنا قدّ لا أرى أختي |
Rüzgârda savrulup duruyorsun bu iş için ama konseyde üç oy daha bul ben de sana helikopter göndereyim. | Open Subtitles | أنت تتأرجح بمهبّ الريح في هذا، لكن أحضر لي أكثر من ثلاثة أصوات في المجلس، وسوف أرسل لك مروحيّة. |
Bu üç haftalık bir turnuvanın ilk oyunun daha ilk seti miydi? | Open Subtitles | هل هذه فقط الجولة الأولى من المباراة الأولى لمباريات من ثلاثة أسابيع؟ |
Yani her on bin molekülde üç molekülden daha az. | Open Subtitles | تخيلوا هذا أقل من ثلاثة جزيئات من كُلِّ عشرة ألف. |
Daha şimdiden üç farklı modelden üç tane numara aldım bile. | Open Subtitles | انا حصلت بالفعل على ثلاثة أرقام من ثلاثة عارضات ازياء مختلفين |
Tek başına üç cesedi ortadan kaldırdığını düşünemiyorum. Ya sen? | Open Subtitles | هل بإمكانك التخيّل أن بإمكانِها التخلص من ثلاثة جثث لوحدها؟ |
Kusursuz bir fırtına çıkmıştı! üç büyük kasırga bir araya gelmişti. | Open Subtitles | لقد كانت العاصفة المثالية، و هي مزيج من ثلاثة أعاصير رئيسية |
Uzaktaki işbirlikçimiz bizim grubumuzdan birisiydi ve katılımcılarla iletişime geçmek için üç farklı teknolojiyi kullandılar. | TED | المتعاون من بعيد كان مختبر من مجموعتنا حيث استخدمو واحد من ثلاثة تكنولوجيات مختلفة للتفاعل مع المشاركين |
Bu soruyu yanıtlamak için, Boston civarında bir araştırma yaptık, birkaç haftalığına insanların evlerine üç faklı müdahilden birini yerleştirdik. | TED | اذن لحل هذا السؤال قمنا بعمل دراسة في منطقة بوسطون حيث وضعنا واحدة من ثلاثة تدخلات في بيوت الناس لمدة عدة اسابيع |
- Etrafında Üçten fazla insan olmasından bile rahatsız olurdu. | Open Subtitles | كان تواجده حول أكثر من ثلاثة أشخاص يشعره بعدم الراحة |
Amerika Birleşik Devletleri'nde her hafta iddia ediliyor ki zaptedilen insanların Üçte biri bağlandıkları şeritler içinde ölüyor. | TED | أسبوعياً في الولايات المتحدة أنه يقدر بوفاة شخص من ثلاثة أشخاص في هذه القيود |
Pekala. Bir zamanlar üç kişilik bir aile varmış. | Open Subtitles | فى يوم من الايام كان هناك عائلة من ثلاثة |