Ve sonra birkaç saniye başka bir şey düşünmek için uzaklaşıyor ve düşünüyor, 'Belki, farklı bir açıdan yaklaşırsam.' | TED | وها هو يبتعد قليلاً ومن ثم يقترب مرة اخرة ويقول في نفسه ربما علي ان اقترب من زاوية اخرى |
Belki farklı bir yolu vardır? Kayaya farklı bir açıdan baksam... | Open Subtitles | ،ربما هناك طريقة أخرى ماذا إذا هاجمت الجلمود من زاوية مختلفة |
Farklı bir açıdan ya da çok uzaktan bakarsan belki. | Open Subtitles | لرُبّما نظرتِ إليه من زاوية مختلفة أو من مكان بعيد |
Vuruş açısına bakarak topun ne yöne gideceğini söyleyebilir. | Open Subtitles | يستطيع أن يعرف من زاوية المضرب إلي أين تتجه الكرة. |
Beni sokak köşesinden bir fahişe gibi aldığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على أخذي من زاوية الشارع وكأنني عاهرة |
- Yüksek bir açıdandı. | Open Subtitles | - من زاوية عالية. |
Yakın bir mesafe. Dar bir açıdan kalbe tek ateş. | Open Subtitles | ضربة من مدى قريب جدًّا في القلب من زاوية منخفضة. |
Bunu bir açıdan aynalarla yapabilirsiniz. | TED | الأن، يمكنك تطبيق ذلك بمرايات من زاوية واحدة. |
O yüzden buna finansal bir açıdan bakalım. | TED | لذا، لننظر إليها من زاوية ماليّة، هلّا فعلنا ذلك؟ |
Hayır, sanırım resmi başka bir açıdan çekmişler. | Open Subtitles | لا، أعتقد أنهم أطلقوا النار هذه الصورة من زاوية أخرى |
Konuya olumlu bir açıdan bakalım. | Open Subtitles | والآن، بربكم، فلننظر إلى هذا الأمر من زاوية إيجابية |
Boğazdaki yaraların ve göğüs kısmındaki yaraların çoğu öyle bir açıdan açılmış ki, bu katilin solak olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | جروح الحنجرة, و معظم جروح الصدر حدثت من زاوية تؤكد بقوة أنه كانَ أعسر الساعد |
Ayrıca ortağım durumunuzu farklı bir açıdan ele alacak. | Open Subtitles | بجانب أن مساعدي سيحلل مشكلتك من زاوية مختلفة |
O probleme tuhaf bir açıdan saldırırdı. | Open Subtitles | كان يهاجم المشكلة من جانبها من زاوية غريبة |
O probleme tuhaf bir açıdan saldırırdı. | Open Subtitles | كان يهاجم المشكلة من جانبها من زاوية غريبة |
Eğer tek bir açıdan bakarsan biraz bilirsin, parlak pasaklı sarışın. | Open Subtitles | لو نظرت لي من زاوية واحدة شقراء مشعة قذرة |
Ortadaki sapma açısına dikkat edin, uzayın içinde kaybolup gitmenizi istemiyoruz. | Open Subtitles | حذاري من زاوية الإلتفاف الوسطى أنت لا تريد أن تضل في الفضاء |
Düşme açısına bakılırsa adam binadan atılmışa benziyor. | Open Subtitles | إنطلاقاً من زاوية السقوط، أقول أنّ هذا الرجل قد ألقيَ من المبنى. |
Kesiğin açısına göre, bunu yapan kişinin solak olduğundan %99 eminim. | Open Subtitles | قد ترغبين بالتحقق ان كان أعسر من زاوية القطع أنا متأكد 99 بالمائه بأن الفاعل أعـسر |
Eğer bir sokak köşesinden aldıysan, birilerinin ismini uydurma. | Open Subtitles | إن كنتِ أشتريتيه من زاوية في الشارع لا تختلقي شخصاً وحسب |
Gözünün köşesinden başka bir dünyayı gördüğüne dair hissettiğin bu his ne zaman başladı peki? | Open Subtitles | وهذا الشعور الذي يراودك بأنك ترى عالم آخر من زاوية عينيك، متى تبدأ؟ |
- Yüksek bir açıdandı. | Open Subtitles | - من زاوية عالية. |