| Kalp bir saniyeden kısa süre içinde sıfırdan yüze fırlar. | Open Subtitles | القلب يدق من صفر إلى 100 في أقل من ثانية |
| Ve sıfırdan 0.1 saniyeye geçtiğimizde daha gıdıklayıcı oluyor. | TED | وبانطلاقنا من صفر إلى 0.1 ثانية، يصبح أكثر دغدغة. |
| Pazarlık yapma şekli sıfırdan altıya kadar giden bir numara çizelgesini işaret etmek, bu şekilde bilgilendirilmemiş oyuncunun ne kadar alacağı üzerine pazarlık ediyorlar, ve bilgili oyuncu da paranın geri kalanını alıyor. | TED | والطريقة التي يساومون بها هي وضع نقطة على خط مرقم يبدأ من صفر إلى ستة دولارات، و يساومون على كم يحصل الأعب الذي لايعرف، و الأعب الذي يعرف سوف يحصل على المال المتبقي. |
| İlk günün sonunda Oklahoma şehrin nüfusu sıfırdan on bine yükseldi ve planlama dairemiz hala bunu ödüyor. | TED | وفي نهاية اليوم الأول، ارتفع عدد سكان مدينة أوكلاهوما من صفر إلى 10,000، ولا يزال قسم التخطيط لدينا يتحمل عواقب ذلك. |
| Ama puştun tekinin o sıfır üstü ihtimal için ölmesi gerekmiş. | Open Subtitles | أترين، شخصُ منحوس الحظ كان عليه أن يموت لأن يجعل النسبة أكبر من صفر |
| Sanırım buna sıfır değil de bir yazmalıyım. | Open Subtitles | أعتقدُ أني سأضطر لتغير ذلك من صفر ألى واحد |
| Birkaç farklı çalışma daha göstereyim. Burada birden ona sayılar var, sıfırdan dokuza rakamlar. | TED | سأريكم إثنين أخرين , عندنا هنا الأرقام من 1 إلى 10 , الحروف من صفر إلى تسعة , الحقيقة. |
| İlk 18 aylık süreçte şunlar yaşandı: AIDS tedavisi gören insan sayısını sıfırdan yaklaşık 2000'e yükselttik. | TED | خلال أول 18 شهر، حدثت هذه الاشياء: ذهبنا من صفر لحوالي ألفين شخص يتم علاجهم من الإيدز. |
| Eğer göremiyorsanız, olması gerektiği gibi sıfırdan başlayan dikey eksen ile göstereyim. | TED | إن لم تفعلوا، فدعوني أريكم الآن، ببدء المحور الرأسي من صفر حيث ينبغي أن يكون. |
| Ama doğruysa 3 hafta içerisinde sıfırdan altmışa çıkmış demektir. | Open Subtitles | حسناً، إن كان فقد انتقل من صفر إلى ستين في ثلاثة أسابيع |
| Hepsi sıfırdan dokuza kadar. - Bu da bin olasılık demek. | Open Subtitles | هناك ثلاث عجلات, من صفر إلى ْ9 في كل منها |
| sıfırdan yüze çıkıyorlar ve onlara verdiğimi nasıl kullandıklarını net olarak izleyebiliyorum. | Open Subtitles | ينتقل ثمنها من صفر إلى مئة وأستطيع أن أشاهد بالضبط كيف يستخدمون ما أعطيهم |
| Bu yüzden ''Lemonade'' çıktığında, her şey sıfırdan 100'a çok hızlı bir şekilde yükseldi. | TED | لذلك عندما صدر ألبوم"ليومونادا" بوم، انتقل كل شيء من صفر الى 100 بسرعة كبيرة. |
| Verem tedavisi gereken insanların yaklaşık yüzde 40'ı artık tedaviye erişebiliyor -- yalnızca 18 ay geçti, ve sıfırdan başlamıştık. | TED | حوالي 40 في المائة من الناس الذين أحتاجوا علاج السُل الآن يحصلون عليه-- في 18 شهراً فقط، إرتفاع من صفر عندما بدأنا. |
| Hindistan'da, bebeklerin ilk yılında, sıfırdan bire, erkek ve kız çocukları yaklaşık aynı sağ kalım oranına sahip,, çünkü anne sütüyle besleniyorlar, ve anne sütü erkek çocuk ayrımı yapmaz. | TED | في الهند، في السنة الأولى بعد الولادة، من صفر وحتى السنة، الفتى والفتاة بشكل مبدأي يبقيان على قيد الحياة بنفس المعدل لأنهم يعتمدون على الرضاعة، والثدي لا يبدي أي تفضيل للابن الذكر. |
| sıfırdan Az, çok küçük yaşta cinsellik, uyuşturucu ve sevgisizlikle tanışan zengin aile çocuklarının romanı. | Open Subtitles | "أقل من صفر, قصة ممتازة ولا يوجد لها مثيل" |
| Beş milisaniye içinde sıfırdan 18 bine çıktı. | Open Subtitles | قفزت من صفر إلى 18ألف في خمسة ميلي ثانية... |
| Yüzde 20, sıfırdan iyidir. | Open Subtitles | عشرين بالمئة أفضل من صفر |
| Dedi ki, "Bir trilyonda kaç tane sıfır vardır? Hesaplamalarımı doğru yapmalıyım." | TED | و قال، "كم هنالك من صفر في التريليون؟ علي أن أحسب هذا حالا." |
| ve 3 puan aldın, sıfır puandan iyidir. | Open Subtitles | لقد حصلت على ثلاث نقاط، أفضل من صفر |