| İlk taktığında parmakları daha inceymiş, buda bize Uzun süredir evli olduğunu gösterir. | Open Subtitles | كانت أنحف عندما ارتدته لأول مرة هذا يوضح بأنها تزوجت من فترة طويلة |
| Ben o kadar Uzun süredir onu yapıyorum ki, muhtemelen 100 yaşını geçmişimdir. | Open Subtitles | لقد فعلت هذا من فترة طويلة وأنا على الارجح أكبر بمئة سنة الآن |
| Uzun süredir karşılaştığım en hoş arılardan birisi! | Open Subtitles | ويُـصادف أنه ألطف نحلة قابلتها من فترة طويلة |
| Görünüşe göre bu örnek, uzun zamandır gün yüzü görmemiş. | Open Subtitles | يشبه النموذج الذي تعرض له الغلاف الجوي من فترة طويلة |
| Bu adamlar uzun zamandır ne kurabiye ne "Küçük Kunduz" görüyor. | Open Subtitles | هولاء الرجال لم يروا كوكيز أو بيفر صفير من فترة طويلة |
| Koca Lane'i görmeyeli çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | من فترة طويلة منذ رأيت لين العجوز الكبير |
| ÖImesi gereken benim, hem de Uzun zaman önce. | Open Subtitles | فأنا الوحيد الذي كان ينبغي أن يموت من فترة طويلة |
| Dinle, Joy. Uzun süredir bu işin içindeyim. Ve çalışanlarımda aradığım en önemli şey dürüstlüktür. | Open Subtitles | أنا أعمل في هذا المجال من فترة طويلة وأكثر ما أقدره في موظفيي هو الصراحة |
| Ama, onu Uzun süredir tanıyormuşçasına kardeşim gibi olmuşçasına üzülmedim. | Open Subtitles | ولكن ليس كحزنى على شخص اعرفه من فترة طويلة مثلما أصبحت أختى فعليا لفترة |
| Ama onu Uzun süredir tanıyormuşçasına kardeşim gibi olmuşçasına üzülmedim. | Open Subtitles | ولكن ليس كحزنى على شخص اعرفه من فترة طويلة مثلما أصبحت أختى فعليا لفترة |
| Seni merak etmiştim. Uzun süredir senden haber alamadım. | Open Subtitles | كنتُ قلقة عليك، لم أسمع منك من فترة طويلة |
| Hayır ama o kadar Uzun süredir birlikteyiz ki önemli konularla ilgili anlaşmazlıklarımızın üstesinden geldik. | Open Subtitles | كلا، لكننا مع بعض من فترة طويلة ونتجاهل هذه الامور طيلة الوقت |
| Bütün bu hissetiklerim, müziğin görkemine, ululuğuna duyduğum saygı ve hayranlığın sonucuydu. uzun zamandır böyle hissetmemiştim. | TED | كانت تجربة كونك في رهبة تامة من الموسيقى، ولم أكن قد شعرت بذلك من فترة طويلة. |
| Yolculuk tutuyor. uzun zamandır trene binmiyordu. | Open Subtitles | السفر متعب لم تسافر بالقطار من فترة طويلة |
| Dinle, bu işte çok uzun zamandır varım. En çok değer verdiğim şey çalışanımın dürüstlüğüdür. | Open Subtitles | أنا أعمل في هذا المجال من فترة طويلة وأكثر ما أقدره في موظفيي هو الصراحة |
| uzun zamandır baktığım en eğlenceli hastamsın da, ondan. | Open Subtitles | كنتِ أكثر المرضى لديّ ترفيهاً من فترة طويلة |
| Bu kişiye yaklaşmayı çok uzun zamandır istiyordum. | Open Subtitles | أنه شخص كنت أريد أن أتقرب له من فترة طويلة |
| Sınırı aşmış olabilirim ama uzun zamandır bunu yapmak istiyorum. | Open Subtitles | اعتذر مارتن لقد تعديت الحد لكن كنت انوي ان اقوم بهذا من فترة طويلة |
| Bu arada unutma, Uzun zaman önce çekilmiş bir resim. | Open Subtitles | مع الأخذ فى الإعتبار أن هذه الصورة قد الْتُقطت ...من فترة طويلة مضت ، لكن |
| Sana çok daha uzun süre önce söylemem gereken bir şey, | Open Subtitles | إنه شئ كان على أن أقوله لك من فترة طويلة |