| Bütün boktan sorularını cevapladım. Eğer hiç bir s.k yapmayacaksanız, Defolun evimden. | Open Subtitles | لقد أجبت على جميع أسئلتكم إن لم تفعلوا شيئا فاخرجوا من منزلي |
| Korku dolu evimden kaçınırken benimle kaldığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسناً شكراً لبقائك معي لأني اختبء من منزلي لا مشكلة |
| Ben de sırf evimden gitsin diye kasık biti olmuştum. | Open Subtitles | حتى جعلته يخرج سأفعل أي شيء حتى أخرجه من منزلي |
| Bir soluklanayım, anlatırım. evden buraya kadar koştum. | Open Subtitles | دعوني ألتقط أنفاسي ركضت طوال الطريق من منزلي إلى هنا |
| Rahatsız ettiğim için kusura bakma, ama bugün evden adamın birini dışarı attım. | Open Subtitles | آسف على إزعاجك، ولكنني طردت رجلاً من منزلي اليوم |
| Hayır. Benimle gelemezsin. Şu anda evimin yakınına bile yaklaşmamalısın. | Open Subtitles | أنت لست قادمًا لايجب أن تكون بالقرب من منزلي الآن |
| Beni evimden atmaya çalışan serseriler arada sırada buraya gelir. | Open Subtitles | أواجه متجولون هنا, من حين لآخر يحاولون طردي من منزلي |
| Bunu nasıl kibarca söyleyebilirim bilmiyorum fakat mümkünse evimden siktir ol git. | Open Subtitles | و أيضاً لاأعرف أن أقول هذا برفق لكن .. أخرج من منزلي |
| Şöyle bir şey var evimden aldığın kurabiyeler esrarla doluydu. | Open Subtitles | إليك الأمر الكعك الذي أخذتيه من منزلي كان مليئًا بالخمر |
| Her sabah Ann Arbor'daki evimden Dearborn, Michigan'daki ofisime yaklaşık 48 km yol gidiyorum. | TED | في كل يوم اقود لمسافة 30 ميل من منزلي في ان اربور الى مكتبي في ديربورن ,ميتشغان. |
| Bu benim Altadena, California'daki evimden Pasadena'ya doğru çekilmiş bir UFO fotoğrafı. | TED | هذا طبق طائر تم تصويره من منزلي في التادينا، كاليفورنيا، المطل على باسادينا. |
| Lisede, yani okuduğum moda tasarım okulunda, bunu denemeye ve evimden 3D yazıcıyla yapılmış bir moda koleksiyonu oluşturmaya karar vermiştim. | TED | من أجل مشروع تخرجي من مدرسة تصميم الأزياء، قررت طباعة مجموعة أزياء كاملة من منزلي. |
| Bu kelimeyi seçtim çünkü evimden ilk defa kıyafet tasarladığımda ve bunun baskısını aldığımda kendimi çok güçlenmiş ve özgür hissetmiştim. | TED | اخترت هذه الكلمة لشعوري بالسلطة والحرية حيث بإمكاني تصميم قطعة ملابس من منزلي وطباعتها بنفسي. |
| Haftada iki kez arabayla, Meksika, Tijuano yakınlarındaki evimden ABD sınırını geçip San Diego'daki büroma gidiyorum. | TED | مرتان في الأسبوع، أقود من منزلي القريب من تيخوانا، المكسيك عبوراً بالحدود الأمريكية، وصولاً لمكتبي في سان دييجو. |
| Sanırım evden taşınma vaktim geldi. | Open Subtitles | اعتقد انه هذا هو الوقت المناسب انا كنت سوف اخرج من منزلي |
| İşim haftada bir güne düşürüldü. Daha da kötüsü, pazartesiye kadar evden çıkmam gerekiyormuş. | Open Subtitles | لقد فصلت من عملي و قد اكتشفت أنني سأطرد من منزلي يوم الأحد |
| Kendimi evden uzakta, ayaklarım kanlar içindeyken elimde silahla buluyorum. | Open Subtitles | في ساعات الليل أبحث عنهم على بُعد أميال من منزلي وكأن الأمر خارج عن سيطرتي لاأعرف كيف ذهبت إلى هناك |
| Mimar olarak son birkaç yıldır evden çalışıyorum sadece, birkaç yıldır. | Open Subtitles | عملت كمعماري بالسنوات القليله الماضيه فقط و من منزلي |
| Bu tedavi merkezlerinden çıkma biri evimin bir blok ötesinde. | Open Subtitles | هناك إحدى مراكز المعاملة تلك على بعد بناية من منزلي. |
| Böylece evimin yakınlarındaki dur işareti direğini sarmaladım. | TED | لذلك قمت بلف علامة التوقف الموجودة بالقرب من منزلي. |
| Madem birbirinize eşlik etmekten memnunsunuz o zaman hemen şu anda evimi terk etmelisiniz. | Open Subtitles | حسناً إذن ، طالما تستمتعان بصحبة بعضكما أخرجا من منزلي هذه اللحظة |