| Biz de geriye dönüp bu metinlerin nerede bulunduğuna baktık. Onları ortaya çıkardığımız yer, İndus Vadisi'nden çok ama çok uzaktı. | TED | ذهبنا الى الوراء ونظرنا إلى حيث تم العثور على هذه النصوص على وجه الخصوص واتضح أن وجدت فيها بعيدة جدا من وادي السند. |
| Bildiğiniz gibi İsrail birlikleri Ürdün Vadisi'nden çekilmedikçe Filistinliler görüşmelere yanaşmıyor. | Open Subtitles | كما تعلمون، رفض الفلسطينيين التفاوض إلى بعد رحيل الجنود الإسرائيلية من وادي الأردن |
| MÖ ikinci bin yılda tavuklar, Indus Vadisi'nden Çin ve Orta Doğu'ya kraliyet idarelerini işgal etmek ve dini ritüellerde kullanılmak üzere yayılmıştı. | TED | وبحلول الألفيّة الثانية ما قبل الميلاد، انتشرت تربية الدجاج من وادي الأندس إلى الصين وإلى الشرق الأوسط لتحتل مكاناً في معارض الحيوانات الملكيّة واستخدمت في بعض التقاليد الدينيّة أيضاً. |
| Ohio'ya San Joaquin Vadisinden geldiğini gösterir. | Open Subtitles | تعني أنه انتقل إلى أوهايو من وادي سانواكين |
| Binalar Anıt Vadisindeki yamaçlar gibi iş görerek rüzgârları yukarı yönlendirir ve iç kısımlara giden kazlara gereken takviyeyi sağlar. | Open Subtitles | المباني تمثل دعامات من وادي النصب, تقوم بتوجيه الرياح نحو الأعلى وإعطاء الاوز دفعة التي هم بأشد الحاجة إليها بينما هم ينتقلون نحو الداخل. |
| Benden kurban Roger Carson'ın bir şeyler gömmüş olabileceği Ko'olau Vadisi'nin ayrıntılı patika sistemi görüntülerini istedi. | Open Subtitles | كيف ساعدتي ستيف هو طلب مني بعض من صور الاقمار الصناعية المتقدمة من وادي كولاو نمط النظام |
| Bu hikâye, sıklıkla Silikon Vadisi'nden ilham alan pek çok teknolojik bozulma hikâyesi gibi değişimi destekleyen var olan sistemleri kanıksamakta. | TED | مثل العديد من توجهات الاختلال التكنولوجي، غالبًا مستوحاة من وادي السيليكون، يعتبر النظم القائمة، التي تدعم كل هذا التحول، أمرًا مفروغًا منه. |
| O gece Napa Vadisi'nden dönüyordu. | Open Subtitles | كان عائدا من وادي نابا تلك الليلة |
| Az önce Antelope Vadisi'nden bir GPS isteği geldi. | Open Subtitles | وصل طلب تحديد المواقع للتو من وادي "آنتيلوب" |
| Şapkamı gördün mü? Silikon Vadisi'nden bir "byte" al. | Open Subtitles | انظر قبعتي؟ "خذ بايت من وادي السيليكون". |
| Ve orada yaklaşık 30 gün bulunduk ve Silikon Vadisi'nden birkaç insanı yanımıza alarak, onlarla Uganda'ya uçtuk, araba satın aldık, Uganda Ulusal Kütüphanesi'nde ilk kez bir internet bağlantısı kurduk, isteklerini ortaya çıkardık, ve Uganda kırsalında çalışacak bir program oluşturduk. | TED | ووجدنا أنه في غضون 30 يوم استطعنا الذهاب والحصول على شخصين من وادي السيليكون نقلناهم بالطائرة لأوغندا, اشترينا سيارة , واسسنا أول اتصال بشبكة الانترنت من داخل مكتبة أوغندة الوطنية, و حددنا ماذا يريدون و جعلنا برنامج عمل الكتب يسير في قرى أوغندة |
| Silikon Vadisi'nden getirdiler. | Open Subtitles | انها تأتي من وادي السيليكون. |
| Ve karşınızda Krallar Vadisi'nden gelen Howard Carter ve arkasında da misafirlerimiz için yeni yıl hediyeleri. | Open Subtitles | إنّه (هاورد كارتر) بنفسه عاد من (وادي الملوك) وبرفقته حلي للسنة الجديدة لجميع ضيوفنا |
| Ayı Vadisi'nden 3 masum insan. | Open Subtitles | "قتلت ثلاث أناس ابرياء من "وادي الدب |
| -Silikon Vadisi'nden selamlar. | Open Subtitles | -تحية من وادي السليكون |
| - Aslında bu Tarnok Vadisinden Macar Pezsgo'su. | Open Subtitles | -أوه، حسنا، من الناحية التقنية وهو "بيزسجو الهنغارية" من وادي تارنوك. |
| Ben de Nausicaa, Rüzgar Vadisinden. | Open Subtitles | انا ناوسكا من وادي الرياح |
| Rosedale Vadisindeki kazadan Bonnie Drummond'u getiren hanginizdi? | Open Subtitles | أيٌّ منكم أحضر أحضر (بوني دراموند) ؟ "حادث التصادم من وادي "روسدل |
| Antelope Vadisi'nin 74 kilometre kuzeybatısında terk edilmiş bir depodayım. | Open Subtitles | أنا في مستودع مهجور للجيش على بُعد 46 ميلاً للشمال الشرقيّ من وادي "آنتيلوب" |
| Roarton Vadisi'nin yeni seçilmiş meclis üyesiyim. | Open Subtitles | النائبة من وادي رورنتن انتخبت حديثا |