| Yüzü öyle bir şekilde donmuştu ki mutlu birine benziyordu. | Open Subtitles | وعلى الرغم من وجهه كان مجمدا كما رأيت فقد كان يبدو لى وكأنه رجلا سعيدا هل أنا على حــق؟ |
| Yüzü param parça olmuştu. | Open Subtitles | جارى كنج محذّرا من فوضى العظام المحطّمة من وجهه |
| Gördün mü? Bir erkeğin yüzünden anlaşılır. | Open Subtitles | بالطبع لا، لكن يمكننى أن أعرف . من وجهه |
| Bir erkeğin yüzünden anlaşılır. | Open Subtitles | بالطبع لا، لكن يمكننى أن أعرف . من وجهه |
| Defalarca söylediğim gibi, o karşıma almaktansa kullanmayı tercih ettiğim kılıç ama imanlı biri değil ve asla olmayacak. | Open Subtitles | لقد قلتُ مرات عديدة بسيفه سيكون مُفضلاً بدلا من وجهه لكنه ليس إلهاً ولن يكون أبدا |
| Defalarca söylediğim gibi, o karşıma almaktansa kullanmayı tercih ettiğim kılıç ama imanlı biri değil ve asla olmayacak. | Open Subtitles | لقد قلتُ مرات عديدة بسيفه سيكون مُفضلاً بدلا من وجهه لكنه ليس إلهاً ولن يكون أبدا |
| Saldırganın yüzüne kan bulaşır kafasını kaptırır ve Yüzü betonun üzerine böyle bir iz bırakır. | Open Subtitles | المعتدي يحصل على الدم من وجهه أو وجهها يقوم بسحبه أرضا الوجه يلامس الخرسانة |
| Yüzü poşette, dondurmanın arkasındaydı. | Open Subtitles | وجدت كيساً من وجهه خلف المثلجات. |
| Onun Yüzü, beyni ve beyinciği. | Open Subtitles | ما تبقّى من وجهه ..(مخيخه) |