| Kendimi işime verdim bunu kabul edebilirim. | Open Subtitles | لأن هذا عملي وانا موافقه بذالك هل هذا عملك؟ |
| Bunu onay olarak kabul edeceğim. Bu atış iyiydi. | Open Subtitles | سأعتبر هذا موافقه. لقد نزلت بعيداً عن مكانها هذه المرة أيضاً. |
| sorun olmayacağına eminim. Cumartesi görüşürüz. | Open Subtitles | أنا بكل تأكيد موافقه على ذلك أراكِ يوم السبت |
| Bunlarin her biri bana evlenme teklif etti, ve ben her birine evet dedim ve ciddiydim. | Open Subtitles | كل شخص منهم طلب الزواج مني، و قلتُ موافقه إِلى كل شخص، وكنتُ أعني ذلك. |
| Efendi Tom bunun kasabamız için iyi olacağını söylüyorsa ben varım. | Open Subtitles | حَسناً، إذا يَعتقدُ السيدَ توم أن هذا مناسب لنا، و للمجتمع، بالتالي أنا موافقه. |
| Bunu, beni anladığına onay olarak görüyorum, Tamam mı Zane? | Open Subtitles | سأعتبر هذه على أنها موافقه و واقعا سمعتني حسنا يازين |
| Bana karşı sorumlu olacaksın. sorun olur mu bu? Hani... | Open Subtitles | جيد, جيد, ستقومين بالعمل تحت اشرافي, هل انتِ موافقه على هذا؟ |
| Zaten internetin komşununkinden daha iyi durumda o yüzden kabul. | Open Subtitles | والانترنيت لديك افضل بكثير من الذي لدى جاري لذا انا موافقه |
| Kendimi işime verdim bunu kabul edebilirim. | Open Subtitles | وانا موافقه بذالك هل هذا عملك؟ |
| Ve senin de bunu kabul ettiğini söyledim. | Open Subtitles | وعندما قلت له بأنكِ موافقه على إخمداها |
| Gerçekten sorun değil mi? | Open Subtitles | حسنا ً هل أنت متأكده أنك موافقه على هذا؟ |
| Bir fahişenin yaptığı şeyleri yapmak senin için sorun yaratır mı? | Open Subtitles | هل ستكونين موافقه ان تفعلي افعال العاهره تفعلها ؟ |
| Bu kesinlikle bir şans yok F.D.A. arasında onay , evet. | Open Subtitles | هذا بتأكيد سيدمر اى فرصه لديكى للحصول على موافقه من F.D.A |
| - Yani taslağı görmek istiyor musun? - evet. | Open Subtitles | اذا هذه موافقه سترى الكتاب اجل احضريه |
| - Bu, evet-evet şeklinde bir evet mi yoksa, gerçekten- yapmak- istemiyorum ama eski- karım- beni- yıprattı şeklinde bir evet mi? | Open Subtitles | نعم - هل هذه موافقه حقيقة - أَو أنها موافقه رغماً عنك لأن زوجتَك السابقةَ قد أنهكتك ؟ |
| Madem George öyle düşünüyor, öyleyse varım. Harika. | Open Subtitles | حسناً إذا كان جورج يعتقد أنها فكره رائعه أنا موافقه |
| Senin karın olmak istediğim konusunda eminim ve bunu bize daha çabuk getirecekse o zaman ben varım. | Open Subtitles | أنا واثقة بأنني أريدُ ان اكون زوجتك, و اذا كان هذا ,سيقرّبنا من بعضنا اعتبرني موافقه |
| Eğer onlar onaylarsa ben varım. | Open Subtitles | واذا وافقوا عليه,اعتبرني موافقه |
| Anne, Anne, Anne, şu an için şahsi başarısızlıklarımın bir listesine ihtiyacım yok, Tamam mı? | Open Subtitles | أمي أمي أنا لست بحاجة لبقية القائمة من إخفاقاتي الشخصية الآن , موافقه |
| Bu yüzden hayır. Bu, çocuk yapmamayı seçenlere karşı adil davranma meselesi. Tamam mı? | Open Subtitles | لذا ، لا ، هذا حول الإنصاف للناس الذين لا أطفال لهم بالإختيار ، موافقه ؟ |
| Kendine dikkat et olur mu? | Open Subtitles | حسناً إعتني بنفسك الأن موافقه ؟ |
| O hastaydı ilaca ihtiyacı vardı ve ilacın onayı için her şeyi yapabilirdin. | Open Subtitles | لقد كان مريضا احتاج الى العقار و انتي ستفعلين اي شيء لكي تحصلي على موافقه اداره الاغذيه و العقاقير |
| Derslerine girmesi gerektiğine Katılıyorum. | Open Subtitles | أنا موافقه علي ضرورة متابعته لحصصه جيداً |