| kilitli kapılar ve çıkmaz sokaklar davalarımın yarısı bu şekilde sonlanır. | Open Subtitles | أبواب موصدة و أناس ميتين هذا ما أتوصل إليه في تحقيقاتي |
| kilitli kapıları, demir parmaklıkları, deli gömlekleri olan bir tımarhane. Anladın mı? | Open Subtitles | مستشفى للمجانين بأبواب موصدة و قضبان و قيود ، هل هذا واضح ؟ |
| Artık burada kilitli kapılar bulamazsın. | Open Subtitles | حسنٌ، لن تجدي أيّة أبواب موصدة هنا مجدّدا. |
| Eşyamız. Bütün çıkışlar kapalı. Plan B'ye geçin. | Open Subtitles | إنها الخردة الخاصة بنا، المخارج موصدة ، لننتقل للخطة البديلة |
| En iyi infazlar kapalı kapılar arkasında yapılanlardır. | Open Subtitles | إن الحكم بالإعدام يتم عملها بأفضل طريقة خلف أبوابٍ موصدة. |
| Bütün kapılar kilitli mi diye kontrol ediyordum. | Open Subtitles | كنتُ أتيقّن فقط أن جميع الأبواب موصدة بإحكامٍ. |
| Kapı kilitli değilmiş. Zorla girilme izi de yok. | Open Subtitles | ، الأبواب غير موصدة ولاتوجد علامات تدل على الكسر |
| Bu mekândaki her kapı ya açık ya da kilitli. Bunun dışında. | Open Subtitles | كلّ الأبواب هنا مفتوحة أو غير موصدة إلّا هذا. |
| Kıyamet olduğunda kapılar kilitli olacak. | Open Subtitles | عندما تحين نهاية الزمن ستكون الأبواب موصدة |
| bazı kişiler kaçmak için yangın merdivenlerine ulaştığında kilitli olduğunu gördüler. | TED | لذا ، حاول الناس الهرب ليكتشفوا أن بعض أبواب الحريق موصدة بالسلاسل . |
| Hala kilitli. Anahtar nerede? | Open Subtitles | إنها لا تزال موصدة أين المفتاح ؟ |
| Kapılar kilitli ama tam olarak emin değilim. | Open Subtitles | الابواب موصدة ولكن لا يمكننى التأكد |
| - Evet,kapılar kilitli, ve tüm ışıklar açık. | Open Subtitles | أجل انها، موصدة , وكل الأضواء تعمل |
| Ondan beri kapılar kilitli. | Open Subtitles | وبقيت البوابات موصدة منذ ذلك الحين |
| Dinle, kapıların kilitli olduğundan emin ol. | Open Subtitles | اسمعي. تأكدي من ان الابواب موصدة |
| Evet, onlar kilitli ve tüm ışıklar açık. | Open Subtitles | أجل انها، موصدة , وكل الأضواء تعمل |
| Ama Tanrı aşkına, kendini dışarıdan kilitli bir odaya gönderdi. | Open Subtitles | لكنّها انتقلت آنيًّا لغرفة موصدة من الخارج، كُرمى لله! |
| 7 gün 24 saat polislerin olduğu kapalı bir oda mı? | Open Subtitles | غرفة موصدة بقسم يعجّ بالشرطة على مدار الساعة |
| Kaldıkları yerin pencereleri, kapıları kapalı olmalı gönüllüler onlara erzak ve yiyecek getirir. | Open Subtitles | من المفترض أن يبقين خلف نوافذ و أبواب موصدة سيجلب المتطوعين الطعام و الحاجيات لهن |
| kapalı kapılar ardında karar verilen bir mesele olmadan hiçbir kağıt parçasının kullanımına izin verilmez. | Open Subtitles | لا يمكن استخدام قصاصة ورق دون أن يصبح هذا الأمر مسألة لا تحل إلا وراء أبواب موصدة |
| Ama çok erkendi, çok erken. Kapılar hâlâ kilitliydi. | Open Subtitles | وقد كان ذلك باكرًا جدًّا، والأبواب كانت ما تزال موصدة. |
| Kapılar genellikle zincirliymiş. | Open Subtitles | يبدو أن الأبواب تكون موصدة غالباً |