| Çözüm onları birşeyin içine atmakta. şömine gibi Elektrik küveti gibi. | Open Subtitles | فالحل يكمن في إلقائها في موقد النار أو في الحوض الكهربائي |
| İkisi de şimdi bir kahve kutusu içerisinde annemin şömine rafında. | Open Subtitles | إثنانهما الآن يتشاركان علبة قهوة فوق موقد النار ببيبت أمي |
| Ayrıca torunumuza şömine maşasıyla vurmasın diye 86 yaşındaki büyükannemizin suratına su sıkmamıza kimse bir şey söyleyemez. | Open Subtitles | ولا شيء يقول ان العائلة تحب ان تبخ الماء على وجه جدتهم ذات 86 عاما حتى لا تضرب حفيدتهم بعصا موقد النار |
| Hadi, acele edin! Grup fotoğrafımızı çekelim! Herkes Şöminenin oraya toplaşsın. | Open Subtitles | هيّا ، بسرعة لنلتقط صورة المجموعة لينضم الجميع عند موقد النار |
| Şöminenin üzerine koyduğu Staffordshire figürleri ve tabaklarını bulmak için yüzlerce Pazar uğraştı. | Open Subtitles | 100 يوم أحد لتخمين الأثاث الأنسب وصحون وضعتها فوق موقد النار |
| Şöminenin önündeydik ve sevişiyorduk. | Open Subtitles | لذلك، وهناك كنا أمام موقد النار... نمارس الحب... |
| İkimizin de bu kitabı okuyup yanan bir şömine karşısında tartışmasını istiyorum. | Open Subtitles | ونتحدّث عنه أمام صوت موقد النار |
| Kayınvalideme bir şömine yapmıştı. | Open Subtitles | بنا لحماتي موقد النار في الحقيقة |
| Sadece sıradan bir şömine var. | Open Subtitles | ماعدا موقد النار المألوف |
| şömine. | Open Subtitles | موقد النار |
| şömine. | Open Subtitles | موقد النار |
| Sonra, Şöminenin önündeki kanepeden kalktık ve kurulandık. | Open Subtitles | ثم ذهبنا من على الأريكة، التي كانت أمام موقد النار... ونحن نتجفف |
| Albay Kroog da Şöminenin oradaydı... ve elinde antik ocak demiri vardır. | Open Subtitles | . العقيد كروج كان أمام المدفأه وفي أيديه كانت ! موقد النار الأثري. |