Bir yargıcı, yeni bir müvekkil olarak alıp alamayacağımızı konuşuyorduk. | Open Subtitles | كُنّا نَتكلّم فحسب حول إمكانية قبول موكل جديد إنه قاضي |
Avukat - müvekkil imtiyazı. | Open Subtitles | إمتيازات موكل المحامي، لاأريد التحدث بشأن ذلك |
Peki, şey, yani, Amy'nin müvekkili yerin dibine girdi bile ama Amy her taşın altına bakmak istiyor... ve o taşlardan birisi sensin. | Open Subtitles | إن موكل إيمي مغلق على نفسه كثيراً و هي لا تقوم بقلب كل حجرة صغيرة و أنت أحد حجارتها |
Bayan Rindell ve müvekkili arasındaki tahkim anlaşması hak talebinde bulunmayı yasaklamaz. | Open Subtitles | اتفاقيه الجهة في الجلسه بينك وبين موكل السيده رينديل لا تحتوي على المطالبه بـ سوء المعامله |
Bu arada, yeni müşterimiz birazdan burada olur. Kimmiş bu yeni müşteri? | Open Subtitles | خلال ذلك الوقت، لدينا موكل جديد. |
Ernest Drago diye bir müvekkilin var mıydı? | Open Subtitles | عن ماذا تتحدث؟ هل لديك موكل يدعى إيرنست دريغو؟ |
Oh, evet, Peynir, en önemli müvekkilimiz. | Open Subtitles | نعم صحيح ، الجبن اهم موكل لدينا |
Bir bahis borcunu kapatmak için bir müvekkilinden 45.000 dolar almış. | Open Subtitles | أخذ 45 ألف دولار من حساب موكل لتسديد دين متوجب |
Avukat - müvekkil imtiyazı. Bu konu hakkında konuşamam. | Open Subtitles | إمتيازات موكل المحامي، لاأريد التحدث بشأن ذلك |
Evet, en üst düzey müvekkil. Yıllık çalışma saatleri 35 milyon. | Open Subtitles | أجل إنه أكبر موكل 35 مليون بالعام في فواتير |
Şimdi bir müvekkil aradı dava düşürme talebini doldurmamış. | Open Subtitles | كنت أتكلم مع موكل عبر الهاتف للتو ولم تلتمس رداً للدعوى |
Ama benim savunmam gereken bir müvekkil var. | Open Subtitles | اشبعو غرائزكم انا لدي موكل ادافع عنه |
Ama bir fikri savunma uğruna müvekkili yakmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أريد محاربة قضية على حساب موكل |
Sean Oliver'ın müvekkili Broussard olabilir mi? | Open Subtitles | تظن أن (بروزارد) قد يكون موكل (شون أوليفر)؟ |
Gordon, özel bir avukatlık bürosunda çalışan bir ceza avukatıydı. Tek bir müvekkili vardı. "Günahkâr Azizler." | Open Subtitles | {\pos(200,240)} لقد كان (غوردان) محام جنائي ذو مهنة خاصة كان لديه موكل واحد فقط "ذا سينر ساينتس" |
Çünkü her bir eski müşteri potansiyel bir gelecek müşteridir. | Open Subtitles | لأن كل موكل سابق لهو موكل مستقبلي |
Ama bu yaşında müşteri getirmen bana Harvey'i hatırlattı. | Open Subtitles | ...لكن إحضار موكل في سنّك (هذا يذكرني بـ (هارفي |
Hangi müşteri? | Open Subtitles | أية موكل ؟ |
Buraya yollanma ihtimali olan bir müvekkilin mi var? | Open Subtitles | إذا لديك موكل يبدو أنه أرسل إلى هنا ؟ |
Bir müvekkilinin işlediği suç yüzünden başka bir müvekkilin hapiste. | Open Subtitles | لديك موكل في السجن وموكلك الآخر ميت |
Ama o bizim çok değerli bir müvekkilimiz için bağlantımız. | Open Subtitles | لكنها حلقة الوصل إلى موكل مهم محتمل |
Polis tarafından şiddet görmüş bir müvekkilimiz daha var. | Open Subtitles | لدينا موكل آخر تم ضربه بواسطة الشرطة |
Bir müvekkilinden 45 bin dolar aldığına dair isimsiz suçlamalar aldık. | Open Subtitles | تلقيناًً تهماًً من مجهول بأنك أخذت (45 ألف دولار) من حساب موكل |