| Baba, al. Bay Mullen para almadı. | Open Subtitles | أبي خذ ، السيد مولن رفض أن يأخذ المال من أجلها |
| Merhaba bayan Mullen. Çok memnun oldum. | Open Subtitles | مرحباً سيدة مولن تسعدني مقابلتك |
| Hadi Mullen! 217 vakası var. | Open Subtitles | هيا بنا مولن ، لدينا حالة 217 *217 تعني الاعتداء بنية القتل* |
| Reina ile olan ilişkisi sayesinde, Yargıç Mullen kendisini değerli hissediyor. | Open Subtitles | بحُكم علاقته مع (رينا)، أصبح القاضي (مولن) يشعر ببعض الإحترام. |
| Peynir, Ray, Chris Mullen, tüm çer çöp tayfası. | Open Subtitles | (نعم، (شيز) و (راي) و (كرس مولن طاقم نفايات كامل |
| Peynir'i taş ocağına gelmeye ikna etmesi için Chris Mullen'ı ayarladılar. | Open Subtitles | (أحضروا (كرس مولن ليقضي على (شيز) بالمحجر |
| Lisa Mullen ikinci sınıfta bana doktorculuk oynamayı öğrettiğinden beri hiç! | Open Subtitles | ليس منذ أن علمتني (ليزا مولن) لعب دور الطبيب في الصف الثاني. |
| Tom Mullen, Tom'un Yengeç Kulübesi adlı mekânın sahibi. | Open Subtitles | توم مولن) هو صاحب كوخ توم للسرطانات البحرية) |
| Savunma Bakanlığından Mullen'e haber vereceğim. | Open Subtitles | سأخبر مولن في وزارة الدفاع |
| Tom Mullen ben. Özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | انا مولن فقط اردت ان اعتذر |
| Ben de Savunma Bakanlığı'ndan Mullen'i arayacağım.. | Open Subtitles | سأخبر مولن في وزارة الدفاع |
| İstediğin kadar bana alınabilirsin Amir Mullen. Beni boğmak istiyormuşsun bir bakışın var ya, onlardan birini at. | Open Subtitles | اغضب كما تشاء حضرة الرئيس (مولن) وارمقني بنظرة شخصٍ |
| Ve Mullen öldüğü gün, arabayla Luton'a gittiğini biliyoruz. | Open Subtitles | ونعرف بأنه كان يقود (إم ون) إلى (لوتون) اليوم الذي قتل فيه (مولن) |
| Kameralardan birinde yüzü gözüküyor ve Mullen'in çalıştığı yerden birkaç kilometre ötede telefonunu kullanmış. | Open Subtitles | لقد حصلنا على صورة لوجه واحده من الكاميرات وهو يستخدم الهاتف على بعد أقل من ميل (من مكان عمل (مولن |
| Sen, Mark Henson, Laura Jones, Steve Mullen ve Henry Williams yanlış giden bir deneyde rol aldınız. | Open Subtitles | أنت، و(مارك هينسون)، و (ستيف مولن)، و(هنري ويليامس) حضرتكم تجربة دواء وشيء ما حدث خطأ |
| Ayrıca onu Luton'a gelmek ve arabayı çalmak konusunda ikna etti o sırada o da Steve Mullen'i öldürdü. | Open Subtitles | وأقنعوه بأن يقود إلى (لوتن) و سرقوا سيارته بينما هو هناك، إستخدموا ذلك في قتل (ستيف مولن) |
| William Mullen 82 yaşında sağlak, genel mahkeme yargıçlığından emekli. | Open Subtitles | (وليام مولن) ذكر يبلغ من العُمر 82 عامًا، أيمَن، قاضي مُتقاعِد في محكمة الدائرة |
| "29 yaşındaki Chris Mullen..." | Open Subtitles | عن عمر يناهز الـ 29 (كرس مولن) |
| Belki de Chris Mullen, Peynir taklidi yapıyordu. | Open Subtitles | (أو أن (كرس مولن (تظاهر بأنه (شيز |
| "29 yaşındaki Chris Mullen..." | Open Subtitles | عن عمر يناهز الـ 29 (كرس مولن) |