Her şey bir yana, bu imkansız bir durum gibi görünüyor ve başka neyi farklı yapabilirdim, bilmiyorum. | Open Subtitles | كٌل شىء آخر يبدو أشبه ب000 وضعاً مٌستحيلاً ولا أعرف ماذا كان يمكنني فعله بشكل مٌختلف , لكن 000 |
Her şeyin daha farklı olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | وكنت آمل حقاً أن تأخذ الأمور منحني مٌختلف |
onda şu Archer denen çocuğu öpüyorum ve o da bana karşılık veriyor ve bu Zander ile öpüşmemizden farklı. | Open Subtitles | أنا اٌقبل ذاك الفتي (أرثر وهو يبادلني القٌبل والأمر مٌختلف عن تقبيلي ل ( زاندر |
Onu farklı etkiler. Peki. | Open Subtitles | وتأثيرها عليه مٌختلف |
İhtiyacım olan farklı bir erkekti. | Open Subtitles | لكن رَجٌل مٌختلف هو ما احتاج |
Seni daha önce de uyardığım gibi, Gabe farklı bir nesil. | Open Subtitles | وكما حذرتكِ فإن(جيب) جيل مٌختلف |