| Üstelik bilgi doğrudan düşman karargâhından, kendi istihbarat başkanlarının evinden geldi. | Open Subtitles | و هذا أتى مُباشرةً من مقر العدو من منزل رئيس مُخابراتهم |
| Bakın Vali, yaptıklarına dair tüm görebildiklerim doğrudan sizin hareketlerinizin sonucu! | Open Subtitles | انظُر أيها الحاكِم، حسبَ ما أراه مَهما كانَ ما فَعلوه كانَ نتيجةً مُباشرةً لأفعالِك |
| Tamam, ama bulduğunda doğrudan bana getireceksin. | Open Subtitles | حسناً، و عندما تعرِف ذلك أحضرهُ مُباشرةً إلي، أتفهمني؟ |
| Direnmeye çalışanlar da doğruca hapse gönderiliyor ya da başlarına daha kötüsü geliyor. | Open Subtitles | و أي أحد يحاول أن يُقاوم يُرسَل مُباشرةً إلى السجن أو أسوأ |
| - İyi geceler, millet. doğruca evlere. | Open Subtitles | ليلة سعيدة جميعاً, لنذهب الى المنزل مُباشرةً. |
| Ben aşırı doz isterdim. Elli gram kadar eroin, direkt gönderir. | Open Subtitles | أنا، كُنتُ سأختار الجُرعَة الزائِدَة أونصَة أو اثنَتين مِنَ الهيروين، مُباشرةً |
| Hayır, doğrudan değil, ama patlamadan önce ayna olan bir yere dönük. | Open Subtitles | لا, ليس مُباشرةً, و لكنها مُوجهة إلى الجهة التى كان يوجد بها مرآه. |
| Bilemiyorum. Bence insanlarla doğrudan bağlantı kurmak daha iyi. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا تقول، لكن يُستحسن لو إنني أتواصل مع الناس مُباشرةً. |
| Sebebi protezinin görme merkezine doğrudan bağlı olması. | Open Subtitles | حسناً, هذا بسبب البدّلة الخاصة بك، فهيَّ تُؤثر على القشرة البصريّة مُباشرةً. |
| doğrudan müşteriyle muhatap olmadıkça makine çalışmayacak. | Open Subtitles | العملية لن تبدأ .حتى ألتقي مُباشرةً بالعميل |
| Evet ve doğrudan idama giderim. | Open Subtitles | نعم، نعم و سأنتقلُ مُباشرةً إلى الإعدام |
| Gardiyanlar onu doğrudan tecride attılar. | Open Subtitles | رماهُ الضُباط في الانفرادي مُباشرةً |
| - Evet, ama bunu doğrudan yapmak istiyorum. | Open Subtitles | - نعم لكني أُريدُ فعلَ الصواب نحوهُ مُباشرةً |
| O an için istedim, ama yaptığımın yanlış olduğunu saniyesinde anladım ve doğruca sana geldim. | Open Subtitles | ولكن في اللّحظة التي فعلتها، علِمت أنّه أمرًا خاطئًا وأتيتُ مُباشرةً إليك. |
| Beni doğruca sana teslim ettiler, hiçbir soru sormadılar. | Open Subtitles | لقد قاموا بتوصيلي مُباشرةً إليك بدون أى أسئلة |
| Siz serseriler doğruca uyutulacağınız barınaklara gidiyorsunuz benim sıkıcı öykülerimle uyutulacaksınız. | Open Subtitles | أنتم أيها الجراء المُشردة ستذهبان إلى السجن مُباشرةً حيث تَمضون للنوم... لمجرد سماعكم لقصصي المُملة. |
| doğruca üslerine gideceğim. | Open Subtitles | ... سأبدأ بالسّير مُباشرةً نحو قاعِدتِهِم |
| Oradan geçtik ve doğruca çıktık. | Open Subtitles | عبرنا مُباشرةً عندما ذهبنا إلى هُناك |
| Ve büyükbabanı doğruca cehenneme göndereceğiz. | Open Subtitles | ونرسل جدكِ مُباشرةً إلى الجحيم. |
| Dediklerim yapılmazsa ne olacağını merak eden varsa direkt benimle konuşsun. | Open Subtitles | إذا كان هُناك أى شخص يود معرفة ماذا سيحدث إذا تجاهلتم تعليماتي ، فلتأتي وتتحدث إلىّ مُباشرةً |
| Dediklerim yapılmazsa ne olacağını merak eden varsa direkt benimle konuşsun. | Open Subtitles | إذا كان هُناك أى شخص يود معرفة ماذا سيحدث إذا تجاهلتم تعليماتي ، فلتأتي وتتحدث إلىّ مُباشرةً |