| sahte bir gerçeklik yaratırız, insanları olmaları gereken yerde varmışlar gibi gösteririz. | Open Subtitles | نحن نخلق واقع مُزيف, نجعل الناس بالأماكن التي من المفترض تواجدهم بها |
| sahte bir sinyal aldık ve teknolojisinin Mars donanmasına ait olduğunu belirledik. | Open Subtitles | اكتشفنا أنه نداء إستغاثة مُزيف وعلمنا أن السفينة تقنية حربية تابعة للمريخ |
| Gün ışığında, sahte olduklarını anlayabilirsin. Kaç para alırsın bunlara? | Open Subtitles | في الخارج حيث الضوء ، بإمكانك معرفة أنه مُزيف ، كم ثمنه؟ |
| sahte olduğunu söylediğiniz kitap, değil mi? | Open Subtitles | ذلك الكتاب الذي أخبرتني بأنه مُزيف , أليس كذلك ؟ |
| Başındaki şeyi yerinden söküp nasıl kel bir sahtekar olduğunu cümle aleme göstereceğim. | Open Subtitles | ،سوق أقوم بإنتزاع هذا الشيء من رأسك و أرى الجميع كم أنت شخص .أصلع الرأس مُزيف |
| O zamandan beridir sahte kayıp kişilerle web site dolandırıcılığı yapıyor. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين، و هو يُحاول أقتفاء أثره عن طريق موقع ألكتروني مُزيف للمفقودين. |
| Adamın aynı zamanda sahte bir bıyık ve sahte bir sakalı var. | Open Subtitles | الرجل لديّه أيضًا شارب مُزيف ولحية مُزيفة |
| - Ne diyor bu? - sahte kuponla onu buraya çektim. | Open Subtitles | عن ماذا يتحــدث - أرسلت لهُ كوبون مُزيف لفطيرة مجانية - |
| sahte ya da değil, doğru kişinin ellerine geçerse, çok altın getirir. | Open Subtitles | مُزيف أم لا أوصلهُ لِلأيدي ألسليمه وستحصل على ثروه |
| Portakal suyunu içen, sahte Miu Miu topuklusu giyer. | Open Subtitles | من تشرب عصير البرتقال، و ترتدي كعب ميا ميا مُزيف. |
| - Evet, sahte! Bak... Eğer bir şeyler vurursak buraya... | Open Subtitles | ،يُمكن يقولون عنه شيء مُزيف .إذا أخفينا شيئاً هُنا |
| sahte bir Snapchat hesabı oluşturup benimle alay etmek için kullandı. | Open Subtitles | لقد قامت بعمل حساب " سنابشات " مُزيف وإستخدمته لتسخر منى |
| Bu, Frank'ın hep çevirdiği dolaplardan biriydi. sahte kanıt. | Open Subtitles | هذة دائما احدي حيل فرانك دليل مُزيف |
| Ve Lamborghini arabanla bana çarptığından beri her şey hepsi sahte, hepsi bir üçkâğıt. | Open Subtitles | و... و كل شيء مُنذ أن صدمتيني بسيارتك اللامبورغيني كله مُزيف |
| Bunların hepsi sahte. | Open Subtitles | الشريط مُزيف الشريط كله مُزيف. |
| "sahte silah yapımı, az bilinen bir sanattır." | Open Subtitles | "صناعة سلاح مُزيف, تحتاج القليل من المعرف والكثير من الفن" |
| Bir kadının yanına gidip de onunla konuşmaya başlamak çok sahte geliyor. | Open Subtitles | بالنسبة لي, أمر الذهاب لإمرأة بأكمله والتحدث لها مُزيف جداً.. حتى أنني لا أستطيع, تعرفون, أنا... |
| Bu sahte, diğer pek çoğu gibi. | Open Subtitles | إِنهُ مُزيف مثلُ مُعظمُ ألآثار |
| ...ve bize sadece bir tek soru sorun sahtekar mısınız deyin? | Open Subtitles | وسؤال السؤال الوحيد الذي يهم هل أنت شخص مُزيف ؟ |
| Yani dışarıdaki Kumandan bir sahtekar mı? | Open Subtitles | سيدي القائد بالخارج مجرد رجل مُزيف |
| Bunu söylemek zorundayım, seni şey sanmıştım sahtekar. | Open Subtitles | ... يجب أن أعترف ، إعتقدت أنك مُزيف ... |