| Merkezde küçük işletme sahipleri için Sıkıcı bir toplantı var. | Open Subtitles | أنا ذاهب إلى إجتماع مُمِل خاص بالأعمال الصغيرة في البلدة |
| Evet o çok can Sıkıcı bir mesele. | Open Subtitles | هذا عمل مُمِل أنا أعيش مع 5 زملاء بالغرفة |
| Sıkıcı biri olduğun için randevun kötü geçti diye konuşmuştuk. | Open Subtitles | أعتقد، أننا أتفقنا أنك قد حصلت على موعِد سىء لأنك مُمِل |
| -Bence sıkıcıydı. | Open Subtitles | -ظننت أنّهُ مُمِل . |
| sıkıcıydı. | Open Subtitles | مُمِل |
| Sıkıcı. Evlilik Sıkıcı. Alkol Sıkıcı. | Open Subtitles | إنه مُمِل, الزواج مُمِل الشرب مُمِل |
| Bunu tamamen ve karşı koyulamaz şekilde can Sıkıcı ve cesaret kırıcı buluyorum | Open Subtitles | وجدته فقط خارج عن إرادتي مُمِل ومقلِق |
| Bu çok Sıkıcı. | Open Subtitles | إنَّ هذا مُمِل بعض الشيء |
| - Uyuyabilirdim ama çok Sıkıcı. | Open Subtitles | بل أستطيع، لكن الأمَر مُمِل. |
| Çocukluk yapma anne. Sıkıcı oluyor. | Open Subtitles | رجاء, لا تتصرفي بطفولية (أمي), إنه آجتماع مُمِل |
| Yok, ya. Bu iş çok Sıkıcı. | Open Subtitles | لا ، إنه مُمِل |
| Sıkıcı. | Open Subtitles | هذا مُمِل |
| - Sıkıcı bir şey. | Open Subtitles | شيء مُمِل. |
| çok, çok Sıkıcı... | Open Subtitles | كلام مُمِل ! |