| Olay şu ki, belki hiçbir şey yoktur ve hepimiz Aşırı tepki veriyoruzdur. | Open Subtitles | الفكرة هي أن هذا قد لا يكون شيئًا ونحن من نبالغ بالأمر فحسب |
| O yüzden lütfen Aşırı tepki vermeyelim. | Open Subtitles | اذاً، من فضلك دعنا لا نبالغ في هذا الأمر |
| - abartmayalım. Araç kilitlenmemişti bile. | Open Subtitles | دعنا لا نبالغ يا كلاوس السيارة لم تكن حتى على القضبان |
| Almanya'nın yeniden silahlanmasına göz yummuş olsak da gücünü abartmayalım. | Open Subtitles | حتى وإن تركنا القوة الألمانية يجب أن لا نبالغ في قوتها |
| Schrödinger'in fikrinin geleneksel fizik topluluğuna getirdiği ferahlığı Abartmak zor. | Open Subtitles | بمصطلحات بسيطة من الصعب أن نبالغ في تقدير الارتياح الذي جلبته فكرة شرودينجر إلى جمهور الفيزياء التقليدية |
| Aptal durumuna düşmek istemem ama biraz abartmıyor muyuz? | Open Subtitles | ،إننا لا نلعب أحمق الشيطان فى هذا ولكن ألا نحن نبالغ فى الأمر؟ |
| Belki de bizler, varlıklı olmanın işlevsel rolünü anlamayı zedeleyerek eğitimin işlevsel rolünü abartıyoruz. | TED | ربما نحن نبالغ في تقدير الدور الفعال للتعليم على حساب فهم الدور الفعال للثروة. |
| Hepimiz Aşırı tepki vermeden önce kontrol memurunu bekleyelim. | Open Subtitles | دعونا ننتظر رأي المختص قبل أن نبالغ في ردة الفعل |
| Evet, talihsiz bir şey olmuş ama bir duvar yazısından ötürü hemen öyle Aşırı tepki vermeyelim. | Open Subtitles | أجل, هذا امرٌ مؤسف ولكن دعينا لا نبالغ برد فعل رسمة واحدة |
| Teğmenim, orada Aşırı tepki gösterdiğimizi falan düşünmüyorum. | Open Subtitles | أيها الملازم , أنا لا أعتقد أننا نبالغ في ردة الفعل هنا |
| Hâlâ Aşırı tepki mi gösteriyoruz? | TED | هل لا نزالُ نبالغ في ردود أفعالنا؟ |
| Millet Aşırı tepki vermeyelim | Open Subtitles | رفاق, رفاق, نحن لانريد أن نبالغ بالأمر |
| Biliyor musun, bence burada Aşırı tepki vermemek çok önemli. | Open Subtitles | لا اعتقد من المهم ان نبالغ في الامر هنا |
| - abartmayalım. Yardım ettim sadece. - Yardım mı ettin? | Open Subtitles | ـ دعنا لا نبالغ أنا فقط ساعدت ـ أنت ساعدت ؟ |
| O kadar abartmayalım. bütün dostlarınızın tamamı terketmedi sizi. | Open Subtitles | دعينا لا نبالغ لم يهجرك جميع أصدقائك |
| Bu kadar abartmayalım. İnsan oksijensiz yapamaz. | Open Subtitles | دعونا لا نبالغ نحن بحاجة للأوكسجين |
| (Gülüşmeler) Ancak abartmayalım -- bir arkeoloji de değil. | TED | (ضحك) لكن دعونا لا نبالغ -- فهو ليس تنقيب عن الآثار أيضاً. |
| Abartmak zorunda değiliz ve içmeyi kes artık! Kes şunu. | Open Subtitles | يجب علينا بألا نبالغ وتوقف عن الشرب، توقف |
| Pekala özür dilerim. Biraz fazla abartmıyor muyuz? | Open Subtitles | -حسن، المعذرة، ألسنا نبالغ قليلًا؟ |
| Biliyor musun, sanırım, bu olayı çok abartıyoruz. | Open Subtitles | تعرفين، أعتقد أنّنا نبالغ. |
| Dur, dur. Haydi ama. Bence Aşırı tepki gösteriyoruz biraz. | Open Subtitles | أعتقد أننا نبالغ قليلاً |