| Sıklıkla teknolojiye cevapmış gibi bakıyoruz, fakat sanatçı ve tasarımcı olarak, sormak istiyorum, fakat soru ne? | TED | نحن نتطلع إلى التكنولوجيا كجواب، لكن بصفتي فنانة ومصممة، أحب أن أسأل، لكن ما هو السؤال؟ |
| Bunların hepsi insan sağlığı için kritik değil ama şimdiden kontrol altına almazsak insanlar ve hayvanlar için çok korkutucu bir geleceğe bakıyoruz. | TED | ليست كل هذه الأمور حاسمة لصحة الإنسان، ولكن إذا لم نتحكم فيها الآن، سوف نتطلع إلى مستقبل مخيف للغاية للبشر والحيوانات على حد سواء. |
| Bu yıl neredeyse iki bin defa yaptık, yani yenisini dört gözle bekliyoruz. | Open Subtitles | بهذا العام قمنا بهذا 2000 مره لذا قل اننا نتطلع إلى ذلك |
| Öğleden sonrasını dört gözle bekliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نتطلع إلى لقاء بعد ظهر اليوم |
| Evi onarmayı dört gözle bekliyorduk, fakat taşınmamızdan sekiz ay sonra doğum kusuru sonucu oluşan inme benzeri bir atak geçirdim. | TED | كنا نتطلع إلى إعادة بنائه ولكن بعد ثمانية أشهر من انتقالنا إليه، تعرضت لما يشبه السكتة الدماغية بسبب تشوه خلقى. |
| Selam Aleykum. Sizi köyümüzde ağırlamayı dört gözle bekliyorduk. | Open Subtitles | نحن نتطلع إلى الترحيب بكم فى قريتنا |
| Ama yakında olacaksınız... sarayınızda size hizmet etmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | ولكن في وقت قريب. أنا نتطلع إلى خدمة في المحكمة الخاصة بك. |
| Demode soykırım davalarına geri dönmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | نتطلع إلى العودة إلى الوراء إلى بعض جيدة الإبادة الجماعية الطراز القديم. |
| Yeni arkadaşlarımızı tanımak için sabırsızlanıyoruz. | Open Subtitles | و نحن نتطلع إلى التعرف على أصدقائنا الجدد |
| Doğru duydunuz. "Size bakıyoruz." | Open Subtitles | هذا صحيح نحن نتطلع إلى مساعدتك |
| Geçmiş geçmiştir. Biz geleceğe bakıyoruz. | Open Subtitles | الماضي هو الماضي نحن نتطلع إلى المستقبل |
| Evet, ama biz büyük resme bakıyoruz. | Open Subtitles | نعم، ونحن نتطلع إلى لعبة طويلة. |
| Ama Stacey, şiddetli bir hava ikazına bakıyoruz. | Open Subtitles | لكن يا (ستايسي) نحن نتطلع إلى تحذير خدمة المناخ القاسي |
| Hepimiz onun kabuğundan biraz çıkmasını dört gözle bekliyoruz. | Open Subtitles | كلنا نتطلع إلى خروجه من صدفته قليلاً |
| Lakin o kadının azledilmesini dört gözle bekliyoruz. | Open Subtitles | لكننا نتطلع إلى إزالة تلك المرأة. |
| Abbudin'e hoş geldiniz. Ziyaretinizi dört gözle bekliyorduk. | Open Subtitles | مرحبا بكم في (عبودين) كنا نتطلع إلى زيارتكم |
| Evet, kanıtlayacağım. Bunu görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا، لأحد، وأنا نتطلع إلى ذلك. |
| Birlikte çalışmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا حتى نتطلع إلى العمل معا. |
| Yeni dostlarımızı tanımak için sabırsızlanıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نتطلع إلى التعرف على أصدقائنا الجدد. |