| Zaten kışkırtıcı çikolatalı pastamız var, şeftalili tartımız, "balina şeklinde pastamız,"mantı dolmam... | Open Subtitles | نحن بالفعل لدينا طعام الشرير شراب الخوخ حلوى على شكل حوت وفطر |
| Hiçbir şey, efendim. Bilmemiz gereken her şeyi Zaten biliyoruz. | Open Subtitles | لا شيء يا سيدي، نحن بالفعل نعلم كل ما نحتاجه |
| Zaten kentleşmiş bir gezegeniz, bu özellikle gelişmiş dünyada doğru. | TED | نحن بالفعل كوكب حضري، وينطبق هذا بصورة خاصة على العالم المتطور. |
| Buluşmak istediği yere Çoktan bir takım yolladık. | Open Subtitles | و نحن بالفعل أرسلنا فريق مبكرا إلى العنوان الذى إقترحه للموعد المقترح |
| Çoktan paketi aldık ve bu hafta sonu yapacağız, yani -- | Open Subtitles | أجل , نحن بالفعل اشترينا الجزمه ونفعل ذلك فى نهاية الاسبوع ,لذا |
| Şimdiden birbirimizi daha iyi insanlar haline getiriyoruz. | Open Subtitles | ، نحن بالفعل نجعل بعضنا البعض أُناس أفضل |
| -Esir mi? Bu değersiz taş yığınının esirleriyiz Zaten. | Open Subtitles | نحن بالفعل أسرى هنا على هذه الكتلة الصخرية العقيمة. |
| Hey, GI Joe tabelanız yanlış. Zaten Avustralya'dayız. | Open Subtitles | يا جيآي جو، لوحتك مكسورة نحن بالفعل في استراليا |
| Bunlar benim emirlerim, Albay. Zaten erişebileceğimizden fazlasıyla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | هذه هى أوامرى , أيها العقيد نحن بالفعل نتخطى الحاجز بالقيام بهذا |
| Kötü haber, hanımlar, biz Zaten evliyiz. | Open Subtitles | الأخبار السيئة سيداتي نحن بالفعل لدينا زوجات, |
| - Bizim Zaten sağlık topumuz var. - Siz beni duymuyorsunuz. | Open Subtitles | نحن بالفعل عندنا كرة علاج طبيعى - أنت لا تفهمنى - |
| Aşağı inip bakmamıza bir sebep daha eklendi işte. Zaten gelmişiz. | Open Subtitles | نفكر بدرجة كبيرة لنلقي نظرة نحن بالفعل هنا |
| Zaten geciktik, arabayı parkettiğin yer burası mı? | Open Subtitles | . نحن بالفعل متأخرون ، وكيف سنركن السيارة ؟ |
| Zaten kaçırdık. Akşam yemeği için kalabiliriz. | Open Subtitles | نحن بالفعل فوتناه من المفضل أن نبقى لتناول العشاء |
| Vali Bey, bunu yapan firmaya Zaten çok borcumuz var! | Open Subtitles | الحاكم ، نحن بالفعل مدينون لطن من الموردين |
| Hiçbir yere gitmiyorum. Bizim Zaten bir büyücümüz var ve ben onu geri getireceğim. | Open Subtitles | لن أذهب إلى أيّ مكان ، نحن بالفعل لديناعرّاف،و يتعينأنّنستعيده. |
| Yani Zaten bir çocuğumuz var ve kulağımı tersten tutuyor gibiyim ama seni tanımak istiyorum. | Open Subtitles | أقصد ، نحن بالفعل لدينا طفل و أنا نوعاً ما أفعل ذلك بتردد لكنني أريد أن أتعرف عليكِ |
| Bak, Çoktan o çift olmaya doğru giden kötü yola sapmaya başladık. | Open Subtitles | رأيت نحن بالفعل بدأنا تحت السرير نحو الطريق لنكون زوجين |
| Özgürlükler ülkesinden ya da cesurların vatanının sınırlarından Çoktan çıktık mı yoksa? | Open Subtitles | نحن بالفعل بعيدون عن سلطاتنا وعن حريتنا وشجاعتنا |
| Çoktan dışarıda kaldık. | Open Subtitles | نحن بالفعل في حجرة العدد الزائد الساعة الآن 6 |
| - Dostum! İlk müşterilerimizi nerede bulacağımızı Şimdiden biliyoruz. | Open Subtitles | صديقي ، نحن بالفعل نعرف أين نجد عميلنا الأوّل |