| Başka bir dünyanın sadece mümkün olduğunu değil, zaten var olduğunu konuşuyoruz. | TED | نحن نتحدث عن أن عالم آخر ليس ممكناً، ها هو العالم الآخر. |
| Şimdi konuşup birbirimizi anlamaya çalışıyoruz. Sadece konuşuyoruz, fiziksel yakınlık yok. | Open Subtitles | نحن نتحدث و نحاول أن نحل المشاكل فقط شفهياً لا جسدياً |
| Şu an patlayıcılar ve tüberküloz hakkında konuşuyoruz fakat inanabiliyor musunuz aslında oraya herhangi bir şey koyabilirsiniz. | TED | نحن نتحدث الآن المتفجرات، والسل ، ولكن هل يمكن لك أن تتخيل، يمكنك وضع اي شيء في الواقع تحت الانقاض. |
| Poker oynayan, karılarını aldatan, yuvarlak götlü bir grup zenginden söz ediyoruz... | Open Subtitles | نحن نتحدث عن حفنة من الأثرياء السمينين الذين يخونون زوجاتهم ويلعبون البوكر |
| Eminim biz konuşurken yüklü bir fidye yola çıkmıştır bile. | Open Subtitles | أراهن أن هناك فدية كبيرة فى الطريق بينما نحن نتحدث |
| Bir başkası hakkında konuşuyorduk ama senin taleplerini yanıtlamak için ara verebiliriz Gerard. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن شيء آخر لكن يمكننا التوقف كي نعالج مشاكلك يا جيرارد |
| Bak, korkmuş bir bayan ile 8 yaşındaki oğlu söz konusu. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن سيدة شابة خائفة جداً لديها طفل في الثامنة. |
| Bu durumda acı, bağımlılık ve delilikle ilgili mecazlardan bahsediyoruz. | TED | في هذه الحالة، نحن نتحدث عن تعابير الألم والإدمان والجنون. |
| Açıkça belirtmek gerekirse, burada konuştuğumuz şey nasıl göründüğünüzü düşündüğünüz, aslında nasıl göründüğünüz değil. | TED | وللتوضيح أكثر، نحن نتحدث عن اعتقادك عن شكلك و ليس شكلك الحقيقي |
| Şimdiyse, tütün hakkında konuşuyoruz ve biliyorum ki gözünüz direkt olarak 3 numaraya çarptı: sağlık ve refah. Aslında, tütün kontrolünü arttırmak | TED | الآن، نحن نتحدث عن التبغ، وأعلم أنكم ستنتقلون مباشرةً إلى الرقم ثلاثة: الصحة الجيدة وحسن الحال. |
| Yani dönüşüm hakkında konuşuyoruz, kırsal alanların dönüşümü. | TED | لذلك، نحن نتحدث عن النهوض بالمناطق الريفية. |
| İş konuşuyoruz, hadi! Hadi, yürü! | Open Subtitles | حسنا نحن نتحدث حول العمل هيا الان، هيا الان |
| Biz bunun hakkında konuşuyoruz. Sen niye konuşmayacaksın? | Open Subtitles | نحن نتحدث عن هذا الأمر فلمَ لا تتحدثي أنت؟ |
| Aynı adam hakkında mı konuşuyoruz? | Open Subtitles | هل نحن نتحدث عن نفس الرجل الذى اعلن ذات مرة |
| Neden... sadece meraklandım, bundan konuşuyoruz, çünkü başıma ağrı girdi. | Open Subtitles | و لماذا, انا اشعر بالفضول, نحن نتحدث عن هذا؟ لأنه يصيبني بالصداع. |
| Şimdi konuşuyoruz. | Open Subtitles | الآن نحن نتحدث. ماذا لديك هناك، حيوان أليف؟ |
| Kadınlar çok uğraştırıyor. 16 inçlik softbol* takımından söz ediyoruz. | Open Subtitles | لا , نحن نتحدث عن فريق الكره اللينه 16 انش |
| Yani bu veriyi elverişli kılarak dünyayı daha iyi bir yer yapmaktan söz ediyoruz. | TED | إذاً نحن نتحدث عن تحسين لأداء العالم بجعل تلك البيانات متاحة. |
| biz konuşurken, karaciğer hastalıklarında kök hücrelerin kullanılması için 117 tane araştırma yapılıyor. | TED | و نحن نتحدث الآن ، يوجد 117 إختبارات معملية أو ما يقارب تبحث في استخدامات الخلايا الجذعية لأمراض الكبد. |
| Biliyor musunuz, biz konuşurken Rus bilimcileri zorla tımarhanelere kapatıyorlar. | Open Subtitles | أنا أحضر دائماً، حقاً هل تعلم أنه بينما نحن نتحدث الآن العلماء الروس يُحتجزون بالقوة في مصحات للمجانين |
| Yayılmaya değer fikirler hakkında konuşuyorduk değil mi? | TED | نحن نتحدث عن أفكار تستحق الإنتشار، أليس كذلك؟ |
| Evet, saatten haberim var. Şu işi hallet. Çocuklarım söz konusu. | Open Subtitles | أجل أعرف كم الوقت أنجز الأمر فقط نحن نتحدث عن أبنائي هنا |
| Hayatında gördüğün en büyük film. Burada büyük bir filmden bahsediyoruz. | Open Subtitles | أشهر فيلم تعاملت معه نحن نتحدث عن الكثير من السينما هنا |
| "Tempoyu ve gecenin ritmini hissedin" Bütün konuştuğumuz şey... biz tam senin yaşamının yemeği hakkında konuşuyorduk. | Open Subtitles | هيا، نحن نتحدث فقط عن واحد عشاء خارج من حياتك. |
| Bugünkü toplantımızda, bize en çok acı veren ayrılıklarımızı konuşacağız. | Open Subtitles | بالنسبة لحصاد اليوم ، نحن نتحدث عن رحيلنا المؤلم . |
| - Frank'le sohbet ediyorduk. | Open Subtitles | - نحن نتحدث مع (فرانك) وحسب |