| Çamaşır odasında söyle! Şeker veya şakacılardan saklanıyoruz. | Open Subtitles | إخبريني في غرفة الغسيل نحن نختبيء من أطفال الهالويين |
| Hayır, çok tatlısın ama dedim ya, saklanıyoruz. | Open Subtitles | كلا، أنتِ لطيفة، لكن مثلما قلت، نحن نختبيء |
| Hayır, çok tatlısın ama dedim ya, saklanıyoruz. | Open Subtitles | كلا، أنتِ لطيفة، لكن مثلما قلت، نحن نختبيء |
| Ancak şunu anlayın, artık onlardan saklanamayız. | Open Subtitles | ولكن افهموا اننا لانستطيع ان نختبيء منهم بعد |
| Oraya sığsak bile orada sonsuza dek saklanamayız. Saklanmayacağız. | Open Subtitles | حتى إن إتسعت لنا , لن نختبيء هناك للأبد |
| Böyle bir yerde sıkışıp kalmamız, korkak gibi saklanmamız. | Open Subtitles | أنه يتوجب علينا ان نكون في مكان كهذا نختبيء مثل الجبناء، |
| O zamana kadar saklanmalıyız. Başaracağız. | Open Subtitles | يجب أن نختبيء حتي الشروق سوف ننجوا |
| Gömme dolabın içinde saklanıyorduk, o da bizi bulmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كنا نختبيء في الخزانة و هي كانت تحاول أن تجدنا |
| Oysa soğuk, karanlık bir mağarada cüzzamlılarla birlikte saklanıyoruz. | Open Subtitles | عوضاً عن ذلك... نحن ...نختبيء في كهفٍ باردٍ مظلم مع مجموعة مجذومين |
| Akademiye yakın bir otoparkta saklanıyoruz. | Open Subtitles | إننا ... إننا نختبيء بموقف للسيارات بالقرب من الأكاديمية |
| - Evet, öylece saklanamayız. Birşeyler yapmak zorundayız. | Open Subtitles | لا يجب علينا أن نختبيء فقط. |
| - Millet, saklanmamız lazım! | Open Subtitles | الجميع, علينا أن نختبيء! |
| Güveni bir yer bulup, saklanmalıyız! | Open Subtitles | يجب أن نختبيء بمكان آمـن |
| saklanmalıyız! | Open Subtitles | ! لا بد أن نختبيء |
| Ve tüm bu süre boyunca, burada, Sleepy Hollow'da saklanıyorduk. | Open Subtitles | وطيلة تلك الفترة، كنا نختبيء هنا بـ"سليبي هولو". |