Yasaları bir kenara atalım o zaman sence kim yaptı? | Open Subtitles | اذا كنا سوف نرمي بالأجراءات ماذا تعتقدين فعلها؟ |
Hadi biraz kömür atalım da bu şey yansın. | Open Subtitles | دعنا نرمي بعض الفحم في هذا الشئ حتي نستطيع تشغيله |
Yükü boşalttığımızda, balığı su deposuna atacağız. | Open Subtitles | عندما نفرغ الحمولة سوف نرمي السمك في خزان المياه |
Hayır, ben birbirimize turta atarız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لا,قصدت قتالا نرمي فيه الفطائر على بعضنا البعض |
Bu yaptığının bir çok kişiyi etkileyeceğini anlamalısın Şimdi senaryonun tamamını atmamız gerekecek, ve ben bütün gece yazarlarla birlikte yeni bir sürpriz son yazmak için uyanık olacağım. | Open Subtitles | أريدك أنْ تفهم، أن ما فعلته يؤثر على كل الناس، علينا أنْ نرمي النص الآن |
Bu ülkede her gün, bir ton yiyeceği çöpe atıyoruz. | Open Subtitles | نحن نرمي الأطنان من الطعام في هذه الدولة كل يوم |
Çalışmalarını böyle atmak yine de kötü hissettiriyor. | Open Subtitles | الأمر لا زال غريب، أن نرمي عمله بهذه البساطة. |
Bazen oraya çeyreklik atar ve yeni bir yol yapacakları zaman, onları aramaya gideriz. | Open Subtitles | أحياناً نرمي بنسات هناك وعندما يقومون بصنع طريق جديد نبحث عنها |
Kaybedersek, üstlerine sıçanlar atalım. | Open Subtitles | ان خسرنا, فعلينا أن نرمي عليهم فئران ميتة |
Öyle diyorsan sarılalım veya saçlarımızı örelim ya da birbirimizi çatıdan aşağı atalım. | Open Subtitles | حسنا , الان يجب انا نتعانق أو نضفر شعر بعضنا البعض او نرمي بعضنا من السقف |
Pekâlâ, içimden bir ses bu kitabı çöpe atalım diyor. | Open Subtitles | حسناً يا رجال، أحساسي يقول أن نرمي هذا الكتاب في القمامة -جيد، نعم |
Bandoya ketçapa batmış tampon atacağız. | Open Subtitles | سوف نرمي سدادات قطنية مغطاة بالكاتشاب على فرقة المسير |
- Adamın penceresine bok dolu bir poşet atacağız. | Open Subtitles | -سوف نرمي بهذا الكيس من خلال نافذة هذا الشخص |
Yani hiç giymeyeceğimiz elbiselerimizi saklarız ama eski sevgililerimizi kaldırıp atarız. | Open Subtitles | نبقي فساتين لن نرتديها ابداً ولكننا نرمي رفقائنا السابقين |
Yem atarız, bakalım nasıl tepki verecek. | Open Subtitles | نرمي لها الطعم، ونرى كيف ستتعامل مع ذلك. |
Aslında bilgisayar ekranına hiçbir şey atmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لايفترض بنا أن نرمي الاشياء على حواسيبنا |
Bir konuda anlaşamazsak yazı tura atmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لو اختلفنا في أمر، من المفترض أن نرمي عملة عليه. |
Çocuklara şeker, futbol topu oyuncak bebek ve frizbi atıyoruz. | Open Subtitles | وكنا نرمي الحلوى للاطفال وكرات القدم والدم المحشيه والاطباق الطائرة |
Kostümleri camdan atmak ne müthiş fikirdi ama. | Open Subtitles | تلك كانت فكرة عبقرية أن نرمي الأزياء اللعينة من النافذة؟ |
Belki içine biraz yem atar, onları dövüştürürüz. | Open Subtitles | ربما يمكنا ان نرمي بعض الحلويات هنا ونجعلهم يتقاتلون |
İnsanların şu an birbirlerini öldürdükleri şeyleri, o zamanlar fırlatır atardık. | Open Subtitles | لقد كنّا نرمي أشياء يتقاتل الناس من أجل الحصول عليها الآن |
"Eğer ilan tahtasını fırlatıp atarsak, sen de sınavlara girebilirsin" | Open Subtitles | عندما نرمي لوحة الإعلانات هذه بعيداً يمكنك أن تظهري للإمتحانات |
Y kromozomu da öyle, ama ona bir şeyler fırlatmıyoruz. | Open Subtitles | أنت لم تشاهدنا نرمي أشياء عليكم |
Peki, ama eğer bi balina geçerse zıpkın fırlatabiliriz. | Open Subtitles | ،حسنٌ، وبينما نحن هناك، إن سبح حوت باتجاهنا يمكننا أن نرمي الأرماح |