| Ve her ne kadar bu yükü senden almak istesek de, yapamayız. | Open Subtitles | وبقدر رغبتنا في رفع هذا الحمل عنك الآن فلن نستطيع فعل هذا |
| Onun için bir şey yapamayız. Umarım hayattadır. | Open Subtitles | لا نستطيع فعل شىء له الان، لنأمل انه على قيد الحياه |
| -Delilik olur. Bunu yapamayız. -Çok yazık. | Open Subtitles | ـ هذا جنون , لا نستطيع فعل ذلك ـ إذا ً هذا شيئا ً سيئا ً |
| Peki Kaptan. Bunu yerde de yapabiliriz. Hiç fark etmez. | Open Subtitles | حسناً , أيها القائد نحن نستطيع فعل هذا بطريقه سهلة |
| Umarım bunları biz de yapabiliriz. | TED | آمل أن نستطيع فعل ذلك. القيام بذلك ليس بالأمر الصعب. |
| Hayır Gina, yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. Bir miktar param var. | Open Subtitles | نستطيع فعل شيء يا ـ جينا ـ لدي أشياء في المستودع |
| -Delilik olur. Bunu yapamayız. -Çok yazık. | Open Subtitles | ـ هذا جنون , لا نستطيع فعل ذلك ـ إذا ً هذا شيئا ً سيئا ً |
| yapamayız. Onu öldüremeyiz anne. | Open Subtitles | لا نستطيع فعل ذلك لانستطيع ان نطلق عليه النار يا امي |
| - Korkarım bunu hemen yapamayız. - Eğer burada kalırsa, hepiniz ölürsünüz. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع فعل ذلك الآن إذا بقى هنا، الكل سيموت |
| - Arama emrini uygulamaya. - Bunu yapamayız. | Open Subtitles | ـ لا نستطيع فعل ذلك ـ نعم , نستطيع , نحن من الشرطة |
| - Bunu yapamayız. - Bitti mi diyorsunuz? | Open Subtitles | . نحن لا نستطيع فعل هذا هل تعنى ان هذا انتهى ؟ |
| Christy bunu yapamayız. Bu doğru değil. O daha 3 yaşında. | Open Subtitles | كريستي ، لا نستطيع فعل ذالك هذا ليس صائباً ، إنه في الثالثة |
| Bunu yapabildiğimizde bazı ilginç şeyler yapabiliriz. | TED | وعندما نستطيع فعل ذلك، نستطيع القيام ببعض الأمور الممتعة. |
| Yani eğer tasarım kafasını mimaride ve mimari yoluyla pozitif, yapıcı ilişkiler kurmaya odaklarsak inanıyorum ki bina inşa etmekten çok daha fazlasını yapabiliriz. | TED | لذلك إذا ركّزنا في جوهر التصميم لإيجاد علاقات إيجابية وقوية في الهندسة المعمارية ومن خلالها، أعتقد أننا نستطيع فعل أكثر من إنشاء أبنية منفردة. |
| LB: Elbette bunu yapabiliriz. | TED | لاري بريليانت: نعم بالفعل نستطيع فعل ذلك. |
| Ve fırçayı tutan biziz. Bunu nasıl yapabiliriz? | TED | ونحن البشر نحمل فرشاة الرسم. وكيف نستطيع فعل ذلك؟ |
| Küçüğü için yapabileceğimiz bir şey yok, ama bir planımız var. | Open Subtitles | لن نستطيع فعل شئ بالمذنب الصغير ولكن لدينا خطة |
| Üçüncü olarak, bu dalgınlık ile ilgili bir şey yapabilir miyiz? Beynimizi dikkatli olmak için eğitebilir miyiz? | TED | ثالثًا، هل نستطيع فعل أي شيء حيال ذلك التشوش، هل باستطاعتنا أن نُدرب أدمغتنا لكي تنتبه بصورة جيدة؟ |
| Bunu başarabiliriz. Ama beraber çalışmalıyız. | Open Subtitles | نستطيع فعل ذلك علينا ان نكون معاً |
| Pekala, bunu yapabileceğimizi pek sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً, و لكنني لا أعتقد أننا نستطيع فعل ذلك. |
| Kurallarda, bunu yapamayacağımızı söyleyen bir şey göremedim ben. | Open Subtitles | لا يوجد شئ في القوانين ينص علي أننا لا نستطيع فعل ذلك |
| Diş tellerini bulaşık makinesine koymaları zaten yeterince kötü. Bir şeyler yapamaz mıyız? | Open Subtitles | يكفي أنهم وضعوا مقوّمات أسنانهم في غسالة الأطباق ، ألا نستطيع فعل شيء؟ |
| "Elser, bir bomba yap ve Hitler'i havaya uçur çünkü bunu biz yapamıyoruz." | Open Subtitles | إيلسر إصنع قنبلة لتفجير هتلر من أجلي ، فنحن لا نستطيع فعل ذلك |
| Anchorage birini göndermek istedi. Onlara biz halledebiliriz dedim. Değil mi? | Open Subtitles | المرفأ يريد إرسال شخص ما أنا أخبرتهم أننا نستطيع فعل ذلك, ألسنا نستطيع؟ |