sonuç olarak, yüzeye doğru sadece orta parmağını kullanarak... çıkmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | نحن نستنتج أنه كان يحاول السباحة للنجاة مستخدما فقط الإصبع الوسطى |
Öyleyse birinci bölüm sonuç: Tamamen batırmış durumdayız. | TED | إذاً نستنتج من الجزء الأول أننا سنفشل فشلًا ذريعًا. |
Bu noktadan sonra, ölmeye başlamış. Ve bundan nasıl bir sonuç çıkarabiliriz? | Open Subtitles | إبتداءً من هذا النقطة ، كان يحتضر وماذا يمكن أن نستنتج من ذلك ؟ |
Yani bundan o kişinin ekstasi denen uyuşturucudan aldığını sonucunu çıkartabiliriz? | Open Subtitles | إذن نستطيع ان نستنتج أن ذلك الشخص أخذ عقار للنشوة ؟ |
Tahminde bulunmadan önce DNA sonucunu bekleyelim. | Open Subtitles | فلننتظر نتائج تحليل الحمض النووي قبل أن نستنتج أي شيء |
Diğer yandan eğer bir grup nöronu etkinleştirir ve bunun bir davranışı tetiklediğini gözlemlersek, bu nöronların bu davranışla ilintili olduğu sonucuna varırız. | TED | وعلى الجانب الآخر، عندما ننشط مجموعة من تلك الخلايا ونجد تأثيرا سلوكيا لذلك نستنتج أن هذه الخلايا ضرورية لذلك السلوك |
Aksi yönde bir kanıt olmadığından bir kaza olduğu sonucuna varmalıyız, evet. | Open Subtitles | لذا, فإن عدم وجود أي خلاف ذلك الاختبار, يجب علينا أن نستنتج أن وكان حادث, نعم, |
Hemen sonuç çıkarmayalım. Bu sonuca varmak için çok sayıda kanıta ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | دعينا لا نستنتج شيئا نحتاج العديد من الأدلّة لبرهان تلك النظرية |
sonuç olarak, Summer Smith'le arkadaş olmak, genç yaşamlarınızın en değerli ve faydalı tecrübesi olur. | Open Subtitles | في النهاية نستنتج أن عقد صداقة مع سمر سميث لهو أكثر شيئ مثير و ذو قيمة ستقومون به في حياتكم الشابة |
sonuç olarak, virüs bulunamadı ve krizin nedeni olarak şu sonuca vardık... | Open Subtitles | أخير , لم يتم الكشف عن الفيروس و ... نستنتج من ذلك أن الأزمة كانت |
Ve böylece şöyle bir sonuç çıkarabiliriz ki bu adam çok ağır biriydi. | Open Subtitles | وبالتالي يجوز لنا ان نستنتج... |
Bütün bu belirtilerin ışığında varmış olduğum sonuç: | Open Subtitles | نستنتج من كل ذلك ... من جميع الأدلة |
Bundan ortalamanın üstü bir zekan olduğu sonucunu çıkardık. | Open Subtitles | نستنتج ذكاء أعلى من المتوسط |
Bayan Fitzgerald, geçmişe baktığınızda sadece Anna'nın iyiliğini düşünürseniz biraz fazla ileri gittiğiniz sonucunu çıkarıyor musunuz? | Open Subtitles | مسز ( فيتزشيلد ) بالنظر للماضي , و فقط بإلقاء نظرة إلى داخل حساب ( آنا ) و حالتها الجيدة هل تعتقدين بأنه من المعقول أن نستنتج بأنكِ ربما تماديت في هذا الأمر كثيراً ؟ |
Büyük meleklerin otopsisi sonucu sadece yeterince büyük bir kafa patlamasının vücutlarını paramparça edebileceği sonucuna ulaşabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن نستنتج فقط, بناء على تشريح الملائكة أعلى, ولكن أجسادهم سوف تتحطم |
Bildirdiğimiz olgular hakkında hiçbir ifadede bulunmadığı için hiçbir olgu hatası bulamadığı sonucuna varmak zorundayız. | Open Subtitles | بما أنه لم يشير إلى أي منالحقائقالتيذكرناها... فلا بد أن نستنتج أنه لم يجد أي أخطاء في الحقائق |
Biz burasının, katilin gizli çıkış kapısı olduğu sonucuna vardık. | Open Subtitles | الأن,هنا نستنتج أنه كان للقاتل مخرج خفي |
Ama renkleri kırmızı olduğu için, ölüm ânına çok yakın bir sırada açıldıkları sonucuna varabilirim. | Open Subtitles | ولكن... لأنهم الأحمر في اللون، وأنا نستطيع أن نستنتج أنها وقعت قريبة جدا من الموت. |