"نصدّق" - Traduction Arabe en Turc

• inanmamızı
• inanırız
• inanamadık
• inanmamız
• İnandığımız
• inanıyoruz

Şimdi onun intihar bombacısı olduğuna inanmamızı mı istiyorsunuz?
والآن تريدنا أن نصدّق أنّه كان واحدا منهم؟

Yapraktan kalem yaptığınıza inanmamızı mı bekliyorsunuz?
لذا علينا أن نصدّق أنكما صنعتما قلم رصاص من الأوراق؟

Hakikatten, oturmuş, bizim bu yayına denk geldiğin yalanına inanmamızı mı bekliyorsun? Bakın.
هل تتوقع منا أن نصدّق حقاً أنّك إلتقطت ذلك الفيديو مُصادفة؟

Neden sadece insanların hakkımızda söylediği olumsuzluklara inanırız?
لماذا نصدّق فقط الأشياء السلبية التي تقال عنا؟

"Bizler bile bu yarışmada ne kadar rezalet olduğunuza inanamadık."
"حتى نحن لا نصدّق فشلك في هذه المسابقة"

Yani tüm bu insanların belli bir doğrultuda yaşayıp, aslında gizlice tam tersini düşündüklerine inanmamız mı bekleniyor?
هل من المعقول أن نصدّق أن الناس يعيشون على نفس الطريقة وبالسّر يفكرون بالمعاكس تماماً ؟

İnandığımız sürece...
طالما نصدّق بذلك

Sen açıkcası rehinelerine kötü davranırken, bizden nasıl sana inanmamızı bekliyorsun.
كيف تتوقّع أننا نصدّق أي شئ تخبرنا به، عندما يبدو بوضوح أنك تسئ لهؤلاء الرهناء ؟

Bu çocuğun Gizli Dosyalar yüzünden öldürüleceğine inanmamızı mı bekliyorsunuz?
من المفروض بنا أن نصدّق.. أن هذا الصبيّ سيُقتل بسبب.. X

Gerçekten Donny'nin kartını satın alıp, onun adıyla işe girdiğine, kimsenin de bunu... anlamadığına inanmamızı mı bekliyorsun ?
هل تتوقّع منا حقاً أن نصدّق أنّك إشتريتَ بطاقة (دوني) ، التي هويته عليها وإعتقدتَ أنّه لن يلاحظ أحد؟

Gerçekten buna inanmamızı mı bekliyorsun?
هل تتوقّع منّا حقاً أن نصدّق ذلك؟

Bizden ,bir yıldır bir dosya üzerinde çalıştığına, ve sonra şanslı bir cumartesi gecesi, mükemmel polisi oynadığına inanmamızı mı bekliyorsun?
واصل من غير إنقطاع. تتوقع منا أن نصدّق أنّك عملت على قضيّة لسنواتٍ، وبعد ذلك في ذات ليلة سبتٍ محظوظة، يحدث أنّك إلتففت على عمليّة مثاليّة؟

Herhalde inanmamızı beklemiyor...
بالتأكيد أنتِ لا تتوقعين منّا أن نصدّق...

İnsanlar, canavarların bizler olduğuna inanmamızı istiyor.
يريد البشر أنْ نصدّق أنّنا نحن الوحوش

Amerikanlar salaktır. Bize ne denirse inanırız.
الأمريكيون أغبى شعوب العالم نحن نصدّق كل ما نسمعه

Robyn, ben doktorum. Dosyada yazan her şeye inanırız.
(روبن) أنا طبيبة، نصدّق كلّ شيء في المخططات

Ne olduğuna inanamadık.
لم نصدّق ما كان يحدث.

Buraya salgınla savaşmak için geldiğine inanmamız mı gerekiyor?
هل تريدنا أن نصدّق أنك هنا لمحاربة الظاهرة

İnandığımız sürece.
طالما نصدّق بذلك

Bizi bırakamazsınız! Size inanıyoruz!
نحن نصدّق ، لا يمكنك المغادرة