| - Umarım şeytanın öldüğünüzü öğrenmesinden yarım saat önce cennette olursunuz. | Open Subtitles | ربما تكون في السماء مدة نصف ساعة قبل ان يعرف الشيطان أنت ميت | 
| Demek son telefonu aldıktan yarım saat önce kaybolmuş. | Open Subtitles | هذا يعني أنّه اختفى نصف ساعة قبل أن يردني آخر اتصال. | 
| Demek son telefonu aldıktan yarım saat önce kaybolmuş. | Open Subtitles | هذا يعني أنّه اختفى نصف ساعة قبل أن يردني آخر اتصال. | 
| Burada bir davet verdiğinde geç kalmamak demek, yarım saat önce gelmek demektir. | Open Subtitles | عندما تستضيف عشاءك هنا عدم التأخر يعني الوصول إلى هنا نصف ساعة قبل الموعد | 
| Oraya gelmeden yarım saat önce öğrendim. | Open Subtitles | لقد عرفت حوالي نصف ساعة قبل أن تُنفّذ. | 
| İntihar etmeden yarım saat önce birini aramış. | Open Subtitles | استعمل الهاتف نصف ساعة قبل أن يردي نفسه | 
| Beni hapset, ben de Başkan'a Sherek'ı, Bakan Heller kaçırılmadan yarım saat önce yakaladığınızı ve onu öttüremediğinizi söyleyeyim. | Open Subtitles | إفعلي هذا وسأخبر الرئيس أنك كان لديك شاريك لمدة نصف ساعة قبل اختطاف الوزير (هيللر) | 
| Biri Simon Kahn'ı ölümünden yarım saat önce bu numaradan aradı. | Open Subtitles | شخص يدعى (سايمون خان) إتصل بهذا الرقم نصف ساعة قبل أن يُغتال. |