| Üçüncü dünya için ucuz gözlük ve füze güdüm sistemleri yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصنع نظارات غير غالية للعالم الثالث ونظام القذائف الموجهة للناتو |
| Mason Dixon Line'un bu yakasındaki en güzel cevizli pastayı biz yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصنع افضل فطيرة جوز في هذا الجانب من طريق ماسون ديكسون. |
| HC: Lezzet dönüşümünden bahsedelim, ve biraz gerçekten harika şeyler yapalım. | TED | هومارو كانتو : دعونا نتحدث عن تغير النكهات و تحويلها ودعونا حقاً نصنع اموراً مميزة |
| Tavşan eti yiyip yeni deri ceketlerimiz için vatka yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نصنع بعض الحماقات وعلى حافظات الكتف لسترتنا الجديده |
| Arayüzler hâlindeki şeyleri nasıl gerçek ürünler yapacağız? | TED | كيف نصنع أشياء حقيقية عبارة عن واجهات أيضًا؟ |
| Kanunları biz yaparız. Parayı biz basarız. Süper-askerleri biz yetiştiririz. | Open Subtitles | نحن نضع القوانين ونحن نطبع النقود ونحن نصنع الجنود الخارقين |
| BMW için tam bir inanç sıçraması olacak bir araba yapmak istedik. | TED | أردنا أن نصنع سيارة تكون طفرة نوعية في مسيرة بي أم دبليو. |
| Hasat Festivali'ni tanıtmak için büyük bir medya kampanyası yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصنع حملة إعلانية كبيرة لكي نعلن عن مهرجان الحصاد |
| Ve işte buradayız çılgınca bu deneyleri yapıyoruz, bu hesaplamaları yapıyoruz, bilgisayar kodlarını yazıyoruz. | TED | و ههنا نحن نصنع في حمة كل هذه التجارب، نقوم بكل هذه الحسابات، و نكتب كل هذه البرامج على الكمبيوتر. |
| Çünkü biz hep eğlencelik şeyler yapıyoruz ya da bilirsiniz sizi korkutacak, müthiş heyecanlandıracak şeyler. | TED | لاننا فقط نصنع اشياء مرحه او كما تعلم ستجعلك تخاف او تشعر بالأثاره |
| Öyleyse güzel, işlevsel, ekonomik ve sürdürülebilir ürünler yapalım. | TED | لذا دعونا نصنع منتجات جميلة وعملية وبسعر معقول ومستدامة. |
| O zaman onu bu perişan durumdan çıkararak bir iyilik yapalım. | Open Subtitles | إذاً يجب علينا أن نصنع له معروفاً ونخرجه من كل هذا البؤس. |
| Senin ve adamlarının yardımınla zombi virüsüne karşı bir aşı yapabiliriz. | Open Subtitles | بمساعدتك أنت و رجالك يمكننا أن نصنع لقاح ضّد فيروس الزومبي |
| Fikir şu, bankanın önünde durup bir film çekiyormuş gibi yapacağız. | Open Subtitles | إنّ الفكرة نسحب أمام المصرف ونبدو وكأننا نصنع فيلماً |
| Merhameti biz yaparız onu, basit sürüngen beynimizde fazlaca büyümüş parçalarımızda imal ederiz. | Open Subtitles | نحن من نصنع الرحمة نصنعها في الأجزاء التي استفحلت في أمخاخنا الزاحفة البدائية |
| Kek yapmak ister misin, sonra da belki alışverişe gideriz? | Open Subtitles | هل تريدين ان نصنع الكعك ثم نذهب للتسوق للأبد ؟ |
| Biz atlı araba üretiyoruz ve ilk motorlu araba şehre girdi. | Open Subtitles | نحن نصنع عربات الأحصنة, وأول موديل من عربات فورد تي, موديلمشهورلفوردبدايةإنتاجه1908 |
| Vücutlarımızı değil. Biz sadece güzelliğin yer aldığı gizli bir dünya yaratırız. | Open Subtitles | نحن نصنع عالماً سرياً آخر عالم من الجمال فقط |
| Kendimizi daha randımansız yapmalıyız böylece daha belirsiz bir sosyal arama motorumuz olacak. | TED | نحن علينا أن نجعل أنفسنا غير فعالين قليلاً وعن طريق ذلك نحن نصنع محرك بحث اجتماعي غير دقيق |
| Bizi bu adamları ayartmak için getirtmişler -- projeyi yaratmak için. | TED | كانوا قد أحضرونا إلى هناك فقط لكي نستعجل هؤلاء الناس.. تعلم، لكي نصنع مشروعاً |
| İşte üreticilerde ilgin olan şey şudur onlar tutku ve merakla birşeyler yapmaya çalışırlar ve başarısız olmaktan asla çekinmezler. | TED | اذا الشيء المثير للاهتمام حول الصناع انه اننا نصنع بدافع الشغف والفضول ونحن لا نخشى الفشل. |
| Kendimizi kapatıp izole ediyoruz. Kaynaklarımızı göremediğimiz bir kör nokta yaratıyoruz. | TED | نحن ننغلق على أنفسنا ونعزل أنفسنا نصنع نقطة عمياء في المكان الذي لا نرى فيه مصادرنا |
| Biz de sahada silahlandırılmış kanamalı çiçek testini yapıyorduk. | Open Subtitles | كنا نصنع اختبار ميداني لسلاح جديري نزفي في مختبرِ خارجي |
| Venedik'te, domates sosu ve değişik otlarla bunlardan çorba yaptık. | Open Subtitles | في فينيسيا، نصنع الشوربة منهم مع صلصة الطماطة وأعشاب مختلفة. |
| Ve yaz aylarında zemin çamurundan testi yapardık. | Open Subtitles | اثناء الصيف كنا نصنع كرات من الطين من قاعها |