| Doğruyu söylemek gerekirse, çantanın içine baktım. | Open Subtitles | لكي أكون صادقة، لقد نظرتُ إلى داخل .حقيبتك |
| Gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | نظرتُ إلى عينيك. |
| Gözlerinin içine baktım, o da bana baktı. | Open Subtitles | نظرتُ إلى عينيه، ونظر إليّ |
| Ay ışığında o solgun alnına, kapalı gözlerine rüzgârda uçuşan tutam tutam saçlarına bakıp kendi kendime şöyle dedim: | Open Subtitles | في ضوء القمر، نظرتُ إلى جبهته الشاحبة، أعينه المغلقة، خصلات شعره التي تتأرجح في الهواء، وقلت في نفسي، |
| Ay ışığında o solgun alnına, kapalı gözlerine rüzgârda uçuşan tutam tutam saçlarına bakıp kendi kendime şöyle dedim: | Open Subtitles | في ضوء القمر، نظرتُ إلى جبهته الشاحبة، أعينه المغلقة، خصلات شعره التي تتأرجح في الهواء، وقلت في نفسي، |
| Gözlerinin içine her baktığımda görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع رؤيته كلما نظرتُ إلى عينيكَ |
| Gözlerinin içine her baktığımda görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع رؤيته كلما نظرتُ إلى عينيكَ |
| Hiç değilse ben gözünün içine baktım. | Open Subtitles | على الأقل نظرتُ إلى عينيك. |
| Gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | نظرتُ إلى عينيه. |
| Ya eğer boşluğa bakıp ipe adım atma vaktim geldiğinde ipe ilk adımımı atamazsam. | Open Subtitles | عندما نظرتُ إلى الفراغ، وعندما حان الوقت لأخطو على السلك، لا أعرف إن كنتُ قادراً أن أخطو خطوتي الأولى. |
| Adama bakıp, "neden beni vurmadın?" diye sordum. | Open Subtitles | لذا نظرتُ إلى هذا الرجلِ، و قلت له " هل تعلم لماذا لم تطلق علي النار "؟ |
| Çünkü yüzüne baktığımda kendimi gördüm. | Open Subtitles | لأنّي حين نظرتُ إلى وجهه رأيتُ نفسي |
| baktığımda gitmişlerdi. | Open Subtitles | نظرتُ إلى المكان، وكان هادئاً |