| Gözlerinin içine baktım ve acısını gördüm. Ve onu vuramadım. | Open Subtitles | نظرتُ في عينيه، ورأيتُ ألمه، ولمْ أستطع إطلاق تلك الطلقة. |
| Beş dakikada bir içine baktım mı diye soruyorsun. | Open Subtitles | كل 5 دقائق تسألينني إذا نظرتُ في صندوقكِ. |
| Gözlerinin içine baktım. Endişeden eser yoktu. Merhamet de yoktu. | Open Subtitles | نظرتُ في عينيه، لم يكن هناك مؤشر على القلق أو الشفقة |
| Gördüm kriz geçirmeden önce odadayken gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | رأيتُ... في الغرفة، قبل أن أسقط نظرتُ في عينه هو خلف هذا. |
| Gözlerine baktığımda, onun da benim gibi olduğunu gördüm. | Open Subtitles | عندما نظرتُ في عينيه رأيتُ أنهُ كان مثلي |
| Ama gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | لكنّي نظرتُ في عينيْها. |
| Gözünün içine baktım ve içindeki acıyı gördüm. | Open Subtitles | -لأنّي... نظرتُ في عينيه ورأيتُ فيها الألم . |
| - Gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | -لقد نظرتُ في عينيه . |
| Ben'in gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | (نظرتُ في عيون (بين |
| Ama gözlerine baktığımda gördüğüm şey, sadece görmeyi istediğim şey. | Open Subtitles | أنتِ انعكاسٌ أو... لا أعرف ماذا. لكن عندما نظرتُ في عينَيكِ، رأيتُ ما أردتُ أن أراه. |
| (Kahkahalar) Kataloğa göz atıp 90 cm'lik farenin fiyatına baktığımda şöyle tarif ediliyordu; | TED | (ضحك) وعندما نظرتُ في البيان لرؤية كم يكلف هذا الفأر بطول ثلاثة أقدام، إليكم كيف تم وصفه، |