| bana baktı ve ben de ona "Anne, ben yapmadım." dedim. | Open Subtitles | و نظرت إلي فقلت لها: أمي لم أفعل هذه الأشياء قالت: |
| Ama, birkaç saat sonra bana baktı ve dedi ki: | Open Subtitles | وفي الثلاث ساعات التالية.. نظرت إلي وقالت.. |
| Halisünasyon gördüğümü sandım ama o da doğruca bana baktı. | Open Subtitles | ظننت أني كنت أهلوس، لكنها نظرت إلي مباشرة وهي مارة بجانب القسم، كانت هي بكل تأكيد. |
| Trene baktım ama hangimizin olduğunu anlayamadım. | Open Subtitles | نظرت إلي القطار لم أعرف إن كان قطاري أم قطارها |
| Onu görebilir miyim diye suya doğru baktım. | Open Subtitles | نظرت إلي خارج الماء لي أري إن كان بإمكاني رؤيتها |
| Yüzüme bakıp bir şeyler söylemeye çalıştı... ama mızrakların biri göğsünü delip geçmişti. | Open Subtitles | نظرت إلي و حاولت قول شيءٍ ما لكن الرمح كان قد إخترق صدرها |
| Bekle, bekle. bana bakar mısın bir saniye? | Open Subtitles | لحظة، لحظة. هلاّ نظرت إلي للحظة؟ |
| Öyle ki sen bana baktın, benim yüzümden kalbin kırıldı, beni kollarının arasına aldın. | Open Subtitles | لذلك نظرت إلي بتلك الطريقة لماذا قلبك تألم بسببي ولماذا أمسكت بي بين ذراعيك |
| Kutuyu eline adı ve bana baktı: | Open Subtitles | أعني ، لقد كانت على وشك فتحها ثم نظرت إلي وقالت |
| Ona bütün bu zırvalarımı anlattım ve bitirdiğimde bana baktı ve "Mmm mmm mmm. | TED | أعطيتها ملخصي كله ، وعندما انتهيت نظرت إلي وقالت : " هممم هممم هممم." |
| diye sordum. Ve o, tabi ki, nihayetinde dokuz yaşında biri, bana baktı ve meraklı bir şekilde, " Okur-yazarlık nedir?" | TED | فقالت، وبطبيعة الحال، لكونها في التاسعة من عمرها، نظرت إلي وقالت بتساؤل، "ما هو محو الأمية؟" |
| bana baktı ve dedi ki, ''Sen kesinlikle konuşmam gereken kişisin. | TED | و نظرت إلي و قالت، "أنت بالضبط هو الشخص الذي أحتاج أن أتحدث معه. |
| Ama bana baktı ve dedi ki ''Onlara teşekkür ettiğimi söyle.'' ''Kocamın cenazesine 3000 Amerikalı geldi. | TED | ولكنها نظرت إلي وقالت: "أقول لهم، شكراً لكم." 3,000 أمريكي جاؤوا إلى النصب التذكاري لزوجي. |
| Ameliyathanedeki o doktor dosdoğru bana baktı. | Open Subtitles | تلك الطبيبة في غرفة العمليات .... نظرت إلي مباشرة |
| O gözler bana baktı. Dikkatini bana yöneltti. | Open Subtitles | هذان العينان نظرت إلي نظرت بداخلي |
| O gözler bana baktı. Dikkatini bana yöneltti. | Open Subtitles | هذان العينان نظرت إلي نظرت بداخلي |
| Yere baktım ve içine bir tüfeğin kolayca sığabileceği kuru bir kütük gördüm. | Open Subtitles | نظرت إلي الأرض وفتحت جذعاً مجوفاً والذي بالنسبة لي يمكنه أن يخبئ بندقية بسهولة بداخله |
| Sonra kollarıma baktım, demek istediğim hala yerlerinde olmalarına bile inanamıyordum. | Open Subtitles | نظرت إلي يدي وكنت مثل أنا أقصد لم أصدق أنهما مازالا متصلين بجسدي |
| Bir hafta sonra bavulumu topladım. Ve JFK'e gittim. Büyük tabelaya baktım. | Open Subtitles | الأسبوع التالي حضرت حقيبتي ذهبت إلي مطار "كينيدي" و نظرت إلي اللوحة الكبيرة |
| Borcumu ödemenin vakti geldiğindeyse gözünün içine bakıp "bildiğin normal pasta" dedim. | Open Subtitles | و عندما واجهت فرصة لكي أرد له الجميل نظرت إلي عينيه و أخبرته بأنها مجرد كعكة |
| Hey. O zaman gözümün içine bakıp bana dokunmamıştı. | Open Subtitles | هذه المرة ، نظرت إلي ولم تلمسني |
| O bana bakar ve sessizce; | Open Subtitles | :نظرت إلي وقالت بهدوء |
| Tanrı aşkına bir dakikalığına bana bakar mısın? | Open Subtitles | هلا نظرت إلي بحق الله ؟ |
| Nasıl olduğumu sordu ve sadece bana baktın. | Open Subtitles | هو سألني كيف حالي، وانت فقط نظرت إلي |