| Eldivenin gerçek gücüne dair bilgi yok ama çok tehlikeli olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ولا يوجد تقدير محدد عن مدى قوة هذا القفاز ولكننا نعلم انه خطر جدا جدا ويجب ان نمنع وقوعه فى يد اى وحش بأى زمن |
| Sizin için zor bir dönem olduğunu biliyoruz. Bir dakika sürer. | Open Subtitles | نعلم انه صعب عليكم لكن الامر سيأخذ بضع دقائق |
| Bunun bir kundaklama olduğunu biliyoruz, belki artık şirket işbirliği yapmaya yanaşır. | Open Subtitles | الآن نعلم انه حريق متعمد ربما قد تريد الشركة التعاون |
| biliyoruz ki eğer çocukları resim çizdikleri için ödüllendirirseniz, resim yapmakla ilgilenmeyi bırakır ve sadece ödülle ilgilenirler. | TED | ونحن نحن نعلم انه عندما نكافىء طفلاً جائزة بسبب رسم صورة ما فانه سوف يتوقف عن الاهتمام بالرسمة وسوف يهتم بالمكافئة |
| Eğer yanlış birşey yapıyorsa... ki ikimiz de biliyoruz ki yapıyor...onu yakalamamız önemli. | Open Subtitles | هل يفعل شئا سئا؟ نعلم انه يعمل شئا سئ واتمنى ان امسكه |
| - Bunu yapmak istemiyorsun. - Başka yolu olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | انت لا تريدى فعل ذلك نحن نعلم انه لايوجد طريق اخر |
| Seyahatlerinizde seçme şansınız olduğunu biliyoruz Kraliyet Havayolları'nı seçtiğiniz için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | نحن نعلم انه كان لديكم الاختيار و نشكركم لاختيار رويالتى |
| Seyahatlerinizde seçme şansınız olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم انه كان لديكم الاختيار عندما سافرتم |
| Nitrojene ihtiyacı olduğunu biliyoruz ve onu da hastanelerde tıbbî ekipmanlara güç vermede kullanıyorlar. | Open Subtitles | حسناً , نحن نعلم انه يحتاج الى النيتروجين . وأنه يستخدم في المستشفيات لتشغيل المعدات الجراحية. |
| Boozell'in havuzundaki balığın Macklin'in olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم انه قرش ماكلين الذي انتهى به المطاف في حوض بوزل |
| Onun bu üç kişiden biri olduğunu biliyoruz ve bize hangisi olduğunu söylemen gerek. | Open Subtitles | نعلم انه أحد أولئك الثلاثة ونحن نحتاجك لتخبرنا من هو |
| Çarşamba günü öğlen üçte yapabileceğiniz başka şeyler olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم انه هنالك اشياء أخرى تفعلونها الساعه3 يوم الإربعاء |
| En azından orada bir köy olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا , علي الاقل نعلم انه كانت توجد قرية ما هنا |
| Çok olduğunu biliyoruz, ama ne kadar ve hangi süreçlerle karbonun atmosferden alındığını, biyokütlesi içinde tutulduğunu, ve ekosistem içinde ilerlediğini bilmiyoruz. | TED | ونحن نعلم انه كثير، لكننا لا نعرف حتى الآن الإجابة على مدى ما عمليات امتصاص الكربون من الغلاف الجوي ، و حفظه في الكتلة الحيوية لها، والانتقال خلال النظام الإيكولوجي. |
| Bu iyi haber. Parkashoff olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | هذا هو الخبر السار.نعلم انه باركاشوف. |
| Ortada en az bir katil olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم انه يوجد قاتل واحد على الاقل |
| Bunun bir çete meselesi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم انه امور خاصة بأحد العصابات |
| Hepimiz biliyoruz ki Glitter Gulch'tan Strip'e kadar bu kent, geceleyin Times Meydanı'ndan daha aydınlık. | Open Subtitles | جميعاً نعلم انه من الوادي البراق إلى هذا الشارع فإن هذه المدينة تضيء أكثر من التايم سكوير في الليل |
| Onlardan birisinin yaptığını düşünüyorsun ama biz biliyoruz ki, hiç birisi atış edene uymuyor. | Open Subtitles | تظن ان احد منهم فعلها نحن نعلم انه لا احد منهم يطابق مطلق النار |
| biliyoruz ki onsuz onlar kolaylıkla yok edilebilirler. | Open Subtitles | نعلم انه بدونه ستنهار المقاومه سريعا |
| Bakın, onun bir aziz olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | واغتصبهم لمدة ثلاث ايام, ثم قطع اعناقهن اسمعِ، نعلم انه ليس بقديس |
| Neyse, Dexter olmadığını biliyoruz, değil mi, Marcel? | Open Subtitles | نعلم انه لم يكن ديكستر صحيح مارسيل ؟ |