| Hakim bize bir boşluk verdi ama elimizi çabuk tutmamız lazım. | Open Subtitles | القاضي أعطانا إجازة, ولكن يجب علينا أن نعمل بسرعة. |
| 30 dakikamız var, elimizi çabuk tutmalıyız. | Open Subtitles | أمامنا 30 دقيقة يجب أن نعمل بسرعة |
| Bu da demek oluyor ki hızlı çalışmalıyız, bu yüzden işe koyulalım. | Open Subtitles | وهذا يعنى أن جميعنا يجب أن نعمل بسرعة لذا لنذهب |
| Bu yüzden biyolojik annemizi bulmak için oldukça hızlı çalışmalıyız. | Open Subtitles | لذا نحتاج أن نعمل بسرعة كى نجد أمنــا الحقيقية |
| Alışveriş merkezinde güvenlik ile ilgili olay meydana gelmiştir. güvenliğinizi sağlamak için olabildiğince hızlı çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد كان هنالك حادثة أمن في المجمع ونحن نعمل بسرعة للتأكد من سلامتكم |
| Mümkün olduğunca hızlı çalışıyoruz, efendim. | Open Subtitles | نحن نعمل بسرعة على قدر استطاعتنا |
| Dokular ölmeye başlar, bu yüzden hızlı hareket etmeliyiz, çok hızlı. | Open Subtitles | تبدأ الأنسجة بالموت ، لذا نعمل بسرعة كبيرة جداً |
| 30 dakikamız var, elimizi çabuk tutmalıyız. | Open Subtitles | أمامنا 30 دقيقة يجب أن نعمل بسرعة |
| Eğer bu Patrick denen adam suçluysa elimizi çabuk tutmamız gerekiyor. | Open Subtitles | إذا كان (باتريك) مذنب، يجب أن نعمل بسرعة |
| Elbise diyorum, hemen. elimizi çabuk tutsak iyi olur. | Open Subtitles | علينا أن نعمل بسرعة |
| Her zaman yeni malzemeler, yeni süreğen malzemeler sunabilirsiniz demeyi bırakmak istiyorum. Ama şunu aklnızdan çıkarmayın; hızlı çalışmalıyız. En sona kadar çünkü bütün vaktimiz çok plan yapacak kadar uzun değil. | TED | لهذا أريد في النهاية القول أنه يمكنك دائما أن تقترح مواد جديدة، مواد مستدامة جديدة، لكن ضع في الاعتبار بأنه يجب علينا أن نعمل بسرعة. ولتحقيق ذلك، لأنه ليس لدينا الوقت الكافي لوضع خطة. |
| Daha hızlı çalışmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نعمل بسرعة |
| Daha hızlı çalışmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نعمل بسرعة |
| hızlı çalışmalıyız. | Open Subtitles | يجب ان نعمل بسرعة. |
| güvenliğinizi sağlamak için olabildiğince hızlı çalışıyoruz. | Open Subtitles | وإننا نعمل بسرعة للتأكد من سلامتكم |
| hızlı hareket etmezsek, şehir bunlarla dolacak. | Open Subtitles | اذالم نعمل بسرعة , المدينة ستكون مزدحمة بهذه الاشياء |
| Şu an konuşabiliyorum, ama çok hızlı hareket etmeliyiz, beynim bir pinball makinesi gibi çalışıyor. | Open Subtitles | يمكنني أن أتحدّث الآن لكن علينا أن نعمل بسرعة لأن الدماغ يعمل كآلة الكرة والدبابيس |
| Hepimiz çok hızlı hareket ediyorduk. | Open Subtitles | لقد كنّا جميعًا نعمل بسرعة |