Ama sonra farkına vardım ki aynı gece Del Taco kuponlarının son günüymüş. | Open Subtitles | ولكنّي أدركت أنّها نفس الليلة التي ستنتهي بها صلاحية كوبونات ديل تاكو |
aynı gece ben de seninle konuşmak istemiştim ama sen kendini bana kapadın. | Open Subtitles | في نفس الليلة التي أردتُ الحديث فيها إليك ولكنك أبعدتني آه |
Hem de yakalandığın aynı gece. | Open Subtitles | نفس الليلة التي تم إلقاء القبض عليكَ فيها |
aynı gece pilot olmuştu işte resmen. | Open Subtitles | في نفس الليلة التي ترك محرك السيارة شغالا |
Bu görüntü aynı gece toplandı birisi | Open Subtitles | هذا الفيديو تمّ تصويرُه في نفس الليلة التي قام أحدُهم فيها |
Rütbeli bir devrim muhafızının Ürdün sınırını geçtiği rapor edildiği aynı gece oradaydın. | Open Subtitles | كنت هناك في نفس الليلة التي بُلغ أنّ قائد حرس ثوري سامٍ قطع الحدود الأردنية |
"Ve Efendimiz İsa, ihanete uğradığı aynı gece," "ekmeği aldı." | Open Subtitles | ويسوع الرب، في نفس الليلة التي خانوه فيهـا أخذ خبزاً " |
Benim kamyonu ödünç aldığın aynı gece. | Open Subtitles | نفس الليلة التي استعرت فيها شاحنتي |
Kardeşinin öldürüldüğü aynı gece. | Open Subtitles | في نفس الليلة التي مات فيها أخاكِ. |
Lodz'la aynı gece kaçtı. | Open Subtitles | إختفت في نفس الليلة التي إختفى بها (لودز). |
aynı gece Victoria'yla çalışmaya başladım. | Open Subtitles | (انها نفس الليلة التي وافقت فيها بالعمل مع (فكتوريا |