"نفس درجة" - Traduction Arabe en Turc

    • aynı
        
    Çocuklarına konuşan ebeveynleri görünce, küçük çocukla aynı seviyeye inmelerini ve aynı iletişim seviyesinde buluşmalarını görmek hoşuma gidiyor. TED أحب أن أسمع الآباء يتحدّثون إلى أطفالهم ويتكيّفون مع سنّهم ويشاركونهم نفس درجة التواصل.
    aynı yeşil olmasına dikkat et. En iyisi ona gün ışığında bak. Open Subtitles تأكدي أن يكون من نفس درجة اللون الأخضر الأفضل أن تتأكدي في ضوء النهار
    Havanın ısısı onun vücuduyla aynı. Open Subtitles درجة حرارة الهواء المحيط هى نفس درجة حرارة جسمه
    Morumsu mavi kertenkele hızlıca danaayağıyla aynı ısıya ve renge kavuşuyor. Open Subtitles السـحليه الإرجوانية الزرقاء تأخذ سريعاً نفس درجة الحرارة واللون مثل زهرة الأورم
    Bu nedenle altlarındaki kayalarla aynı sıcaklıktalar. Open Subtitles لذا فهى تضعه على الصخور التى فى نفس درجة الحرارة
    Tamam, iki vücut aynı derecede ancak farklı ısı kapasitesine sahipse... Open Subtitles إذا كان لدى جسمين نفس درجة الحرارة و لكن لديهما سعة حرارية مختلفة
    İlk teste göre gayet başarılıydı. 60,000 euro değerindeki sistemlerle aynı sonuçları aldık. Ve bu sistem için bizim harcadığımız para sadece 1,500 euroydu. Benim maaşım buna dahil değil, -ki dahil olsaydı da pek farketmezdi. TED وكانت النتائج مبهرة مع أول اختبار، وكانت له نفس درجة الثبات مثل النظام الذي يتكلف 60,000 يورو، وأنفقنا 1,500 يورو فقط على هذا النظام، لا يشمل راتبي، لكن هذا لم يزد التكلفة كثيرًا.
    Kitaptaki bir tanımı yorumlamak gerekirse, diyor ki: Moleküler düzeyde, yaşayan organizmalar belirli bir düzene, bir yapıya sahiptir, cansız maddelerin aynı karmaşıklığındaki moleküller ve atomların rastgele termodinamik sürtünmeleri onlar için farklıdır. TED ليعيد صياغة الوصف في كتابه قائلاً: عند المستوى الجزيئي، تتمتع الكائنات الحية ببعض النظام، حيث يختلف تركيبها عن التدافع الحراري العشوائي للذرات و الجزيئات مقارنة بالجمادات غند نفس درجة التعقيد.
    1811'de birisi, aynı sıcaklık ve basınçta eşit hacimli gazların aynı sayıda parçacığa sahip olacağını akletmiş. TED حسنا، في سنة 1811، راودت أحدهم فكرة أنه إن كانت لديك أحجام متساوية من الغازات، في نفس درجة الحرارة والضغط، ستحتوي على عدد متساو من الجسيمات.
    Gerçekler ötesi bir topluma evrildiğimiz öne sürülüyor, artık kanıtların ve doğruların önemi yok ve yalanlar gerçeklerle aynı değerde. TED فقد اقترح أننا انتقلنا إلى مجتمع واقعي آخر، حيث لم تعد تهم البينة والحقيقة. وأن الأكاذيب أصبحت في نفس درجة وضوح البينة.
    Mars, Dünya ile hemen hemen aynı eğime sahiptir. Open Subtitles لدى المريخ نفس درجة ميل الأرض تقريبًا
    Hava ve su, vücudunuzla aynı sıcaklıkta. Open Subtitles الهواء والماء نفس درجة حرارة جسمك.
    Belli bir miktar sürekliliği vardır, fakat bu süreklilik, evinizin dışındaki demir çitlerin zımparalanmayı gerektirecek şekilde küçük bir pas lekesi kapması ve ufak bi boya atmanız arasındaki sürelilik ile aynı şekildedir, ve yüz yıl bir evi o şekilde bırakırsanız olacak olan turuncu tozdan bir yığına TED هناك صلة إلى درجة معينة، لكنها نفس درجة الصلة بين امتلاكك سياج حديدي خارج منزلك الذي يصدأ في بقعة صغيرة و عليك صقله و إعادة طلائه قليلاً، و بين تركك للمنزل لمدة 100 سنة و يصدأ السياج كله حتى لا بقى منه إلا كومة
    [Alkışlar] Eşiyle aynı işe ve diplomaya sahip bir kadın tanıyorum. TED (تصفيق) أعرف امرأة لديها نفس درجة زوجها العلمية ونفس الوظيفة.
    İlk kurbandaki ile aynı. Open Subtitles نفس درجة حرارة ضحيتنا الأولى
    Şu an ısılarımız aynı. Open Subtitles لنا نفس درجة الحرارة الآن
    aynı onun kadar tehlikeli biri. Open Subtitles حليف على نفس درجة خطورته
    Günlük girişi. aynı şifre şeması. Open Subtitles إدخال بيانات نفس درجة التشفير
    Leo Danner'ın üzerinde bulduğumuz ruj lekesiyle aynı renk. Open Subtitles نفس درجة لون حمرة الشفاه التي وجدناها ملطخة على (ليو دانر)

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus