| Savaşabilirsin ya da inkar edebilirsin Bu olanlara gözlerini kapayabilirsin | Open Subtitles | يمكنك محاربة الأمر، يمكنك نكرانه يمكنك إدارة عين عمياء اليه |
| İhtiyar Gloria'nın inkar edilemez bir kaydı var baba. | Open Subtitles | ونفسه من أجلنا عندما تركت والدنا. غلوريا الكبيرة أصبح لديها رقم قياسي لا يمكن نكرانه يا أبي. |
| Evet. Ayrıca suçunu hiç inkar etmeden kabul etmeni istiyorum. Ama devam et. | Open Subtitles | نعم ، مشفوعا بإقرار بذنب يستحيل نكرانه ، لكن إستمر |
| Benim ruhumu yiyip bitiren inkâr edilemez bir mükemmeliyet abidesiydi. | Open Subtitles | كمال لا يمكن نكرانه ابتليت به روحي |
| Bu ayrıcalığı inkâr edemezsin. | Open Subtitles | لن أستطيع نكرانه |
| İnkar edilemez bir şeylerin kıvılcımı... daha iyi ya da kötü koşullar için bir parça umudun, gerçeğin tohumu... o kapının altında alevler içinde yanıyor olacak. | Open Subtitles | شرارة شئ يستحيل نكرانه بذرة الأمل، الحقيقة في كل الأحوال تحترق بشدة تحت السطح فحسب |
| "Ama sonuçta prensesle oğlan arasındaki aşk inkar edilemez ve gerçek bir aşkmış. | Open Subtitles | و لكن فى النهاية ، فإن الحب بين الأميرة و الشاب" كان حقيقياً و لا يمكن نكرانه |
| Aramızda bir şeyler var. Bunu inkar edemezsin. | Open Subtitles | بيننا اتصال، لايمكنكِ نكرانه |
| Belki de. Ama bir şey inkar edilemez. | Open Subtitles | ربما" "لكن هناك أمر واحد لا يمكن نكرانه |
| Bu inkar edilemez. | Open Subtitles | هذا أمر لا يمكن نكرانه |
| Aramızda tomurcuklanan duygular inkar edilemeyecek kadar güçlüydü. | Open Subtitles | ... ( ما حدث بيني و بين ( ليندا ... كان حقيقياً و قوياً ... و لا يمكن نكرانه أبداً ... |
| - Hayır, doğru diyorum. Sen de inkâr etme. | Open Subtitles | انه شئ صحيح لا تحاولي نكرانه |
| İnkâr etmeye çalışma. | Open Subtitles | لا تحاولي نكرانه! |