| Haftasonları, daima yardıma gelen bir iki polis olur. | Open Subtitles | فى نهايات الأسبوع, شرطى أو إثنين يساعدانه |
| Birbirimizi hafta sonları görüyorduk. | Open Subtitles | لقد تقابلنا مع بعض البعض في نهايات الأسبوع. |
| hafta sonları eve gelip hiçbir şey değişmemiş gibi yapamam çünkü değişti. | Open Subtitles | لا يمكنني القدوم للمنزل في نهايات الأسبوع أتظاهر أن الأمور تجري كما هي، |
| Demek istediğim, hafta sonları, böyle takımlar giyiyor musunuz? | Open Subtitles | في نهايات الأسبوع مثلاً، لا ترتدي بدلات مثل هذه صحيح؟ |
| Çocukların ne zaman biraz boş vakti olursa, akşamları, hafta sonları. | Open Subtitles | متى ما كان لدى الشباب بعض الوقت في المساء, في نهايات الأسبوع |
| Ailem olmadan önce hafta sonları da dâhil 10-15 saat laboratuvarda kalıyordum. | Open Subtitles | قبل أن أحظى بعائلة، كنتُ في المختبر ما بين 10 و15 ساعة يومياً، بما فيها نهايات الأسبوع. |
| hafta sonları için itfaiye gönüllüsüydü. | Open Subtitles | تطوع لقسم الطوارئ في نهايات الأسبوع |
| Elliot, eminim ki, Barbara'nın hafta sonları yarı profesyonel kikboks yaptığını bilmiyorsundur. | Open Subtitles | (إليوت), أراهن أنّك لا تعرفين في نهايات الأسبوع أنّ (باربرا) مُلاكِمة بالرّفس شبه محترفة لم أعرف! |
| Ve böylece belli bir noktada hafta sonları sıklıkla birlikte akşam yemeği yediğimiz için muhtemelen bunu söyleyen Johnny idi. | Open Subtitles | ولأننا اعتدنا تناول العشاء سوياً في نهايات الأسبوع... غالباً، (جوني) ابتدأ بقوله: |