| - Dokunma dedim. - En iyisi dokunmamak. | Open Subtitles | نهيتك عن لمسه بالفعل - من الافضل ألا نتذوقه - |
| Balık esansı mı? Sana asla benim eşyalarıma dokunmayacaksın dedim. | Open Subtitles | نهيتك عن لمس أشيائي؟ |
| - Az önce ne dedim ben? | Open Subtitles | ما الذي نهيتك عنه توًّا؟ |
| Sana, arabaya binmeden önce o kadar Fresco içmemeni söylemiştim. | Open Subtitles | نهيتك عن شرب كل تلك الصودا قبل ركوبنا السيارة |
| Hey, bundan bahsetmeyeceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | أنتَ، لقد نهيتك عن ذكر هذا الأمر |
| Hey, bundan bahsetmeyeceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | أنتَ، لقد نهيتك عن ذكر هذا الأمر |
| Sana komşunun bahçesinde oynamamanı söylemiştim. | Open Subtitles | نهيتك عن اللعب في ساحة الجيران! |
| Stanley, bu korkunç çizgi filmi seyretmemeni söylemiştim. | Open Subtitles | ستانلي)، ظننت أنني نهيتك) عن مشاهدة هذه الرسوم المتحركة الفظيعة |
| Onu getirmemeni söylemiştim. | Open Subtitles | نهيتك عن إحضارها. |
| Quentin'e yönetimde bir iş vermemeni söylemiştim. | Open Subtitles | نهيتك عن إسناد وظيفة إدارية لـ (كوينتن) |
| söylemiştim. | Open Subtitles | لقد نهيتك. |