| Zaten kadınlar, erkeklerin günahlarının kurbanlarıdır. | Open Subtitles | على أية حال، نِساء الضحيّةاتَ يَحتاجُ الرجالُ للتكفيرِ. |
| Genellikle eşlerinin bu tip davranışlarına tolerans gösteren kadınlar... ..özsaygılarının olmayışından muzdariptir. | Open Subtitles | عادة نِساء الذي يَتحمّلُ هذا النوعِ مِنْ السلوكِ مِنْ أزواجِهم يَعاني مِنْ قضايا إحترامِ الذات المنخفضةِ. |
| Bazı kadınlar diğer kadınlardan mantıksız bir şekilde nefret eder. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، لا يَأْخذُ التي بجدية، النيل. تَعْرفُ كَمْ نِساء أحياناً فقط شكل الكراهية اللاعقلانية لأحدهما الآخر. |
| Günümüzün kadınları bir şey beceremiyor. | Open Subtitles | ناللعنة علي نِساء اليوم، هم لا يَستطيعونَ مُعَالَجَة اي شيئ'. |
| Bu ülkede doğum yapan kadınların yarısından fazlasında vardır. | Open Subtitles | حَسناً، ذلك يُضيّقُه أسفل إلى أكثر مِنْ نِصْف نِساء في هذه البلادِ الذي وَلدَ. |
| Saraydaki diğer kadınlarla birlikte olmanız olası değil. | Open Subtitles | أنهُ ليس مُعتاداً منك أن تقوم بِمُقابلة أيً من نِساء هذا القصر .. |
| 23 yaşındaki kadınlar yaşlarını gizliyor. | Open Subtitles | نِساء عمرهن ثلاثة وعشرون سنةً يَكْذبنَعنعُمرِهم. |
| -Frank gerçek kadınlar öyle görünmez. | Open Subtitles | فرانك، تَعْرفُ ذلك لَيسَ الذي نِساء حقيقيات يَبْدونَ مثل. لا مزاح. |
| Bu ülkedeki kadınlar hiç alçakgönüllü değiller. | Open Subtitles | عِنْدي معرفةُ مباشرةُ. تَعْرفُ، نِساء في هذه البلادِ، هم عِنْدَهُمْ لا تواضعَ. |
| Böylece diğer kadınlar bu trajediden ders alır. | Open Subtitles | لكي نِساء أخريات يُمْكِنُ أَنْ يَتعلّمَ مِنْ مأساتِي. |
| Evet, ne zaman orta yaşlı kadınlar delirse, süper kızgın olurlar.. | Open Subtitles | نعم، عندما نِساء متوسطات العمر يُصبحنَ مجنون، يُصبحونَ مُتَبَوّلينَ ممتازينَ. |
| Erkekler ve kadınlar mantar enfeksiyonu olabilirler. | Open Subtitles | الرجال، نِساء يُمْكِنُ أَنْ يُصبنَ ب إلتهاب خميرةِ. |
| Onun gibi kadınlar, senin gibi adamları benim gibi adamlar hakkında tavsiye almak için kullanır. | Open Subtitles | نِساء مثل التي يَستعملنَ الرجالَ مثلك للحُصُول على النصيحةِ حول الرجالِ مثلي. |
| Onlara "Rahatlatıcı kadınlar" diyorlardı. Onlar Japon fethinin ganimetleriydi. | Open Subtitles | يدَعونهم "نِساء راحةِ"غنائم الغزو اليابانيِ |
| kadınlar olsun olmasın, ayakta durmalıyız ve bir saniyeliğine susmam gerekiyor. | Open Subtitles | نِساء أَو لا نِساءَ , يجب ان نثبت عليه... وأنا أَريد التَوَقُّف عن الكَلام لمدّة ثانية. |
| Babamı ve bu ülkedeki kadınları hayal kırıklığına uğratmayacağım. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَخْذلَ حلمَ أبي. أَو نِساء بلادِي |
| Babamı ve bu ülkedeki kadınları hayal kırıklığına uğratmayacağım. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَخْذلَ حلمَ أبي. أَو نِساء بلادِي |
| Hayır, o sadece o gösterinin kadınları kafasını karıştırdığını ve şaşırttığını düşünüyor | Open Subtitles | لا، هو فقط إكتشافات الذي المعرض نِساء أوراقِ شوّشنَ ومُحَيَّر. |
| Son zamanlarda kadınların birbiri ardına kaybolduğu söyleniyordu | Open Subtitles | مؤخراً نِساء وراء النِساءِ في البلدةِ أُبلغنْ عن اختفائهن |
| Nişanlanmadan önce başka kadınlarla ilişkileriniz oldu mu? | Open Subtitles | كَانتْ هناك أيّ أخرى نِساء شَغلتَ في هذا النوعِ علاقةِ مَع؟ |
| Çünkü kadınlardan üçü ve develerden altısı... bunu kamplarında yapamazdı ve bu çölde, insanların kaybolmaması büyük bir şans. | Open Subtitles | لانَّ ثلاثة نِساء وستة جمال لم تصل الى المُخيَّم الليلة وهنا في الصحراء , هناك فرصة حقيقية لضياع الاشخاص |