| Şuna bakın. Mustel, Delgado, Hathaway, Wedstlake... | Open Subtitles | " إنها " ماستو , دلقادو , هاثواي , ويسليك |
| Şimdi, Hathaway'den özür dileyip hatanı telafi etmek için onu bu akşamki maça davet edeceksin. | Open Subtitles | الأن، سوف تعتذر لـ"هاثواي"، وستقوم بدعوته لمبارة الليلة كهدية سلام. |
| Benjamin Hathaway hayattaysa bile nerede olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | لو كان "بينجامين هاثواي" حياً فنحن لانعرف مكانه |
| Başkan Hathaway'in hala yaşadığını öğrenmenin Charleston halkına ne anlam ifade edeceğini düşün bir. | Open Subtitles | فكر ماذا سيعني لمواطني "تشارلستون" أن يعرفوا إن الرئيس هاثواي" لازال حياً" |
| Başkan Hathaway'ın öldürüldüğü sırada hastanede bulunan herkesle görüştüm. | Open Subtitles | لقد قابلتُ كل من كان في المشفى في الوقت الذي قُتل فيه "الرئيس "هاثواي |
| - Sonra da Hathaway'ın halkını bulmaya gideriz dedik. | Open Subtitles | ثم فكرنا بأن نذهب لنجد "قوم "هاثواي وما القصد من ذلك ؟ |
| Başkan Hathaway hakkında masal anlatıyor olabilir. | Open Subtitles | فربما هي تحكي قصة خرافية "عن الرئيس "هاثواي |
| Eğer Benjamin Hathaway yaşıyorsa yerini bilmiyoruz. | Open Subtitles | إن كان "بينجامين هاثواي" حياً فنحن لانعلم أين هو |
| Başkan Hathaway'ı uçak yere çarptığı andaki darbeden korumaktan başka bir şey yapmadım. | Open Subtitles | لمْ افعل شيئاً سوى إحاطتي "بالرئيس "هاثواي لأقيه الصدمة عند تحطم الطائرة |
| Dedektif Hathaway'i oynayan kişi zombilerin nereden çıktığını nasıl sorar? | Open Subtitles | لا أرى كيف للشخص الذي يقوم بدور المُحقّق (هاثواي) أن يسأل من أين أتى الموتى الأحياء. |
| Bayan Hathaway kocasının zombi cinayetlerini araştırmasını istemiyor. | Open Subtitles | (أليس)، السيّدة (هاثواي) لا يروقها أن يواصل زوجها |
| Evet, sinemaya Julia Roberts ve Anne Hathaway için gidiyor olabilirler ama filmi Elizondo için izliyorlar. | Open Subtitles | ربّما يأتون من أجل (جوليا روبرتس) و (آني هاثواي)، لكنّهم يبقون من أجل (إليزاندو). |
| Hathaway ile işleri berbat ettin. | Open Subtitles | أتعلم، لقد فجرتها حقا مع "هاثواي". |
| Tıpkı arkadaşın Kate'in Michael Hathaway'le yaptığı gibi. | Open Subtitles | (مثل صديقتك (كايت (إنّها تخرج مع (مايكل هاثواي |
| Ama yine de Başkan Hathaway'in burada olup bitenden haberdar olması gerek. | Open Subtitles | وأنا آسفة ولكن مع ذلك.. الرئيس "هاثواي" |
| Hathaway'ın halkına telsizle haber göndermene izin vermedi. | Open Subtitles | لمْ تسمح لكَ بمخاطبة "قوم "هاثواي |
| Gerçek başkan. Benjamin Hathaway. | Open Subtitles | "الرئيس الحقيقي.. "بينجامين هاثواي |
| Belki de Başkan Hathaway'in bulunduğu gibi bir yer. | Open Subtitles | ربما كالمجتمع الذي كان فيه "الرئيس "هاثواي{\pos(190,220)} |
| İnsanlar benim sayemde Anne Hathaway'in bir vajinası olduğunu biliyor. | Open Subtitles | أنا السبب في أن الناس عرفت بأن (آنا هاثواي) لديها عضو أنثوي |
| - Anne Hathaway da öyle. - Devam et. | Open Subtitles | وكذلك آنا هاثواي - اكملي - |