| Havana'nın yarısını burkulmuş bilekle yürümek zorunda olan sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لست من يمشي في منتصف هافانا على كاحل مكسور |
| Bu kadın Havana'daki Latin-Amerikan tıp fakültesinde eğitim görmüş bir sanatçı. | Open Subtitles | تلك المرأة فنانة تدربت في كلية الطب الأمريكية اللاتينية في هافانا |
| Ondan istemem için beni bekliyorsa, Havana buz tutarsa belki. | Open Subtitles | اذا كانت تنتظرنى أن أطلب منها فيمكنها الانتظار حتى تتجمد هافانا |
| Uçuş 498 Havana'dan Küba alanına şu anda varıyor. | Open Subtitles | الرحلة 498 قادمة من هافانا الآن على بهو الكوبية |
| Havana'daki başarılarımız harika, bundan sonraki başarılarımızın sınırı yok. | Open Subtitles | ؟ لقد كانت انجازات عظيمة تلك التى حققناها فى هافانا |
| Gerçek Havana. Havana'dan gelme. Evet. | Open Subtitles | هافانا الصافية , مباشرة مِنْ هافانا، نعم. |
| Tüm Havana'ya bunun yalan olduğunu yaymalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نجعل كل من في هافانا يعرفون بأن هذه الخبر كاذب |
| Havana'da mükemmel başarılara imza attık. | Open Subtitles | لقد كانت انجازات عظيمة تلك التى حققناها فى هافانا |
| Havana'daki adamlarımıza onu kontrol etmelerini söyledim. | Open Subtitles | طلبنا من رجالنا في هافانا النظر في هذا الأمر |
| Teslimat, Havana'da Çarşambadan önce tamamlanmalı. | Open Subtitles | الشحنة يجِب أن تكون في هافانا قبل الأربعاءِ |
| Havana'ya dönmek için çok fazla zamanım yok, Bay Wilkes. | Open Subtitles | أنا في عجلة من امري لكي اعود الى هافانا ، سينور ويلكس |
| Biz Havana'ya doğru giderken, güneşin sıcak ve yoldaş olduğu yere. | Open Subtitles | بينما نبحر للـ"هافانا" حيث تكون الشمس الدافئة و كذلك يكون رفاقنا |
| Ben olmasaydım sen hala Havana'da kıçından muz çıkarıyor olacaktın. | Open Subtitles | دون لي، كنت لا تزال تكون في هافانا سحب الموز من مؤخرتك. |
| Gerçek Havana. Havana'dan gelme. Evet. | Open Subtitles | هافانا الصافية , مباشرة مِنْ هافانا، نعم. |
| - Elimde köleler için Havana'da çıkartılmış bir satış faturası var. | Open Subtitles | لديّ صك شراء مصدره هافانا يفيد بشراء هؤلاء العبيد |
| Müvekkillerimin yolculuğu Havana'da başlamadı, her ne kadar onlar ateşli şekilde öyle olduğunu iddia etseler de. | Open Subtitles | رحلة موكليّ لم تبدأ في هافانا كما يدعون و يصرون على التمسك بهذا الإدعاء أكثر وبشدة |
| Gerilla birlikleri her ilde aktifti Havana'da bile. | Open Subtitles | كانت قواتهم غير التقليدية نشطة في جميع الأقاليم بما فيها هافانا نفسها |
| CIA ajanları, Havana caddelerinde Rus askerleri ve füze taşıyan tırların görüldüğünü rapor etti. | Open Subtitles | قدم عملاء الإستخبارات الأمريكية في كوبا تقارير تفيد أنه تم مشاهدة قوات روسية ومقطورات صواريخ في شوارع هافانا |
| Lanet olsun, Havana'daki kadınlardan daha iyi sararım bunu. | Open Subtitles | زق , أنا يُمْكِنُ أَنْ افعل اشياء أفضل مِنْ التي تعملها العاهرات في هافانا. |
| Buradan baylar. Havana'ya hoş geldiniz. | Open Subtitles | من هذا الطريق، أيها السادة مرحباً بكم في هافانا |