Haftalık dişçilik dergisinde benim için "Dişlere Fısıldayan Adam" diyorlar. | Open Subtitles | التي أطلقت عليه صحيفة وسط البلد للأسنان الأسبوعية "هامس السنّة" |
Gösteri Korolarına Fısıldayan Adam gibi olursun. | Open Subtitles | بأمكانك ... بأمكانك أن تصبح هامس مغني الجوقة. |
Atlara Fısıldayan Adama Fısıldayan Adam olduğunu söylediğin, ama o DVD'yi bile çalıştırmayı beceremediğin zamanki gibi mi? | Open Subtitles | مثل عندما قلت انك هامس الاحصنه |
Bir çeşit taksilere fısıldayan adamım. | Open Subtitles | أنا هامس سيارات الأجرة |
Ben, ördeklere fısıldayan adamım. | Open Subtitles | أنا هامس البط |
Ya hayvan terbiyecisi değil de daha çok onların dilinden anlayan biriyse? | Open Subtitles | ماذا لو لم يكن مدرب حيوان، لكن أكثر إلى كونه... تعرف، هامس للحيوان؟ |
Doğru, sen hem vampirsin hem de hayaletlere fısıldayan adamsın. | Open Subtitles | نعم ، لا ، انت مصاص دماء وايضا هامس للاشباح |
Gerçek "Hediyelere Fısıldayan Adam" o yakışıklı hergele. | Open Subtitles | ذلك اللعين الجميل انه هو هامس الهدايا |
Ben "Hediyelere Fısıldayan Adam"ım. | Open Subtitles | انا هامس الهدايا |
Ben "Hediyelere Fısıldayan Adam"ım. | Open Subtitles | انا هامس الهدايا |
"Fırtınaya Fısıldayan Adam" gibi bir şeydi. | Open Subtitles | "لقد كان مثل "هامس العواصف |
Ona Fıtıklara Fısıldayan Adam diyorlar. | Open Subtitles | "يدعونه بـ "هامس النتوء |
Hani şu at terbiyecisi gibi olan tabii ben o işi insanlarla yapıyorum ve gerçek anlamda terbiye ettiğim söylenemez. | Open Subtitles | إنّها مثل مثل فيلم "هامس الأحصنة"، عدا أنّي أقوم بذلك على النّاس. ولا أهمس حقاً. |
Aman Tanrım! Sen hediyelere fısıldayan adamsın. | Open Subtitles | ياإلهي انك بالفعل هامس الهدايا |