| Bizzat başkanın kendisi geldiğine göre bu önemli bir durum olmalı. | Open Subtitles | من المؤكد أن هذا هامٌ لدرجة حضور الرئيس إلى هنا |
| Belli bir enzimi yeterince üretemiyor şimdi adını telaffuz edemeyeceğim ama görünüşe göre karaciğerin ve diğer organların için oldukça önemli. | Open Subtitles | لا تصنع الكثيرَ من إنزيمٍ معيّن لا أعرف كيف ألفظ اسمه، لكنّه هامٌ للغاية من أجل كبدك والأشياءِ الأخرى |
| Bu sergi benim kariyerim için çok önemli. | Open Subtitles | ذلك العرض الأفتتاحيّ هامٌ جداً بالنسبة إليّ. |
| Yapmam gereken bir şey var. Çok önemli. | Open Subtitles | لديّ أمراً عليّ القيام به، إنه هامٌ للغاية |
| Bak, dışarıda birileri bu mesajı gönderdi ve onu çözen kişi de ben olacağım. Bu benim için gerçekten çok önemli. | Open Subtitles | ثمّة أحدٌ في مكانٍ ما أرسل تلكَ الرسالة، وسأكون من يحلّها، فهذا شأنٌ هامٌ جدًا إليّ. |
| Bu gerçekten çok önemli. Muhteşem bir pazarlama oltası olacak" | TED | وهذا المشهد هامٌ جداً وسوف يكون ضربة إعلامية " |
| Annene önemli olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبري والدتكِ إن الأمر هامٌ فحسب. |
| Barış antlaşması önemli bir siyasi karardır. | Open Subtitles | إتفاقية السلام قرار هامٌ للغاية |
| Senin için önemliyse, benim için de önemli. | Open Subtitles | ان كان الأمر هاماً لكِ فهو هامٌ لي |
| Benim rolüm önemli. Odaya geri dönsem iyi olur. | Open Subtitles | دوري هامٌ جداً من الأفضل أن أعود للداخل |
| Şimdi Wendell, bu çok önemli, o yüzden lütfen dikkatini ver... | Open Subtitles | الآن, يا (ويندل), هذا هامٌ جداً لذا رجاءاً فلتصغي |
| Hem de çok önemli! | Open Subtitles | إنهُ هامٌ للغاية. |
| Ona söyleyecek çok önemli şeylerim var. | Open Subtitles | لديّ شيءٌ هامٌ لأخبره به |
| Lütfen, önemli olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | إخبريه أنه أمر هامٌ من فضلك |
| Bu benim için önemli. | Open Subtitles | هذا هامٌ بالنسبة لي |
| Bana güveniyor olmaları çok önemli. | Open Subtitles | -هذا هامٌ جداً ، حتى يثقوا بي . |
| Çok, çok önemli. | Open Subtitles | أنه هامٌ جداً |