| Küçük kızımın doğumgününde onu görüp hediyesini bile veremiyorum, değil mi? | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أرى ابنتى الصغيرة فى يوم عيد ميلادها بدون أن أجلب لها هديتها, الآن هل يمكننى؟ |
| Eve gidip hediyesini paketlemem gerek. | Open Subtitles | لذا ينبغي أن أعود الي المنزل وأغلف هديتها |
| hediyesini kabul etmediğim için üzülmesi, isteyeceğim son şey olur. | Open Subtitles | آخر ما أريده هو ان أزيد فزعها بأن لا أقبل هديتها |
| Bence park yerindeki pizzanın doğum günü hediyesi olmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | أنا أفكر أنه لا يمكن أن نسمح لبيتزا المركن أن تكون هديتها |
| Bunlar, onun sana hediyesi. Sen ona birşey aldın mı? | Open Subtitles | حسناً هذه من الواضح هديتها من أجلك هل أحضرت لها أي شيء؟ |
| Küçük kızımın doğum gününe hediye götürmeden gidemem. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أرى ابنتي الصغيرة في يوم عيد ميلادها بدون أن أجلب لها هديتها, الآن, ألا يمكنني هذا؟ |
| Jake ve benimle gelip, hediyesini verdikten sonra doğum gününü kutlamak için gelmek istemediğini farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنك لن تذهب معي وجايك لكي نعطيها هديتها وبطاقة العيد |
| Jake ve benimle gelip, hediyesini verdikten sonra doğum gününü kutlamak için gelmek istemediğini farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنك لن تذهب معي وجايك لكي نعطيها هديتها وبطاقة العيد |
| hediyesini kabul etmiştim ve bir süre sonra her dediğini yapmaktan usanmıştım. | Open Subtitles | قبلت هديتها الصغيرة، و.. أنت تعلمين، تعبت نوعا ما |
| Geçen gün denedim, ama Penny hediyesini açmak istedi, ve ben de doğum gününü mahvetmek istemedim. | Open Subtitles | حاولت في ذلك اليوم لكن بيني أرادت ان تفتح هديتها و لم أرغب في تخريب عيد ميلادها |
| Ben senin geleceğinden emin olmak ve de bu genç hanıma Noel hediyesini vermek istemiştim. | Open Subtitles | أتيت لأتأكد من مجيئك ولأعطي شابة صغيرة هديتها بمناسبة عيد الميلاد |
| 8 gun once dogum gunuydu ama hediyesini daha erken vermistik... | Open Subtitles | يوم ميلادها كان بعد ثمانية ايام لكن اعطيناها هديتها مبكراً |
| Göz'ün hediyesini sunması için bir kurban verilmesi gerekir. | Open Subtitles | و للعين لإقتصاص هديتها لابد من قضاء تضحية |
| Sanırım hediyesini kabul etmediğim için alındı. | Open Subtitles | أعتقد أنها أهينت لأني لم أقدر هديتها |
| Bunlar, onun sana hediyesi. Sen ona birşey aldın mı? | Open Subtitles | حسناً هذه من الواضح هديتها من أجلك هل أحضرت لها أي شيء؟ |
| Bu onun Noel hediyesi. Onu kamp gezisinden önce almıştım. | Open Subtitles | هذه هي هديتها لعيد الميلاد اشتريته بعد رحلة التخييم |
| Ona, bunu Noel hediyesi olarak düşünmesini söyledim, bu yüzden... | Open Subtitles | أخبرتها بأن عليها ان تعد ذلك هديتها لعيد رأس السنه، لذا... |
| Bu arada, Sydney nereye kayıtlı? Ona bebek için bir hediye vermek isterim. | Open Subtitles | أنا أحبّ الحصول على هديتها للطفل الرضيع. |
| Ayrıca ona hediye almadan bir yere gidemezsin. | Open Subtitles | وصعتهم في المجفف حتى ينشفوا و ايضاً ، لا تستطيع الذهاب لأي مكان بدون هديتها |
| Ve bu özel anda bir kadının en değerli mücevherinden özel bir hediye vermesi gerekir. | Open Subtitles | فى هذه اللحظة الخاصة... . عندما يجب ان تعمل المراءة هديتها |
| Al sana beş dolar. Olmaz baba. Gazete dağıtıp hediyeyi ona kendim almayı düşünüyordum. | Open Subtitles | لا يا أبي ، لقد فكرت بأن أعمل صبي صحف كي أستطيع شراء هديتها من مالي الخاص |
| Doğum günlerinde hediyesinin başkalarının hediyesinden daha iyi olduğunu görmeye bayılır. | Open Subtitles | جزئها المفضل في الأعياد عندما ترى كم أن هديتها أفضل من هدايا الآخرين |