| Kesinlikle, bu en tuhaf randevu. | Open Subtitles | حسناً , هذا بالتأكيد أسوأ موعد على الاطلاق |
| Geri döndün, şu an buradasın, seçilmiş kişisin ve sana kesinlikle bu yüzden kızgın değilim. | Open Subtitles | عدتي و الآن أنتِ هنا و أنتِ المختارة و هذا بالتأكيد ليس سبب غضبي عليك |
| Evet, burası kesinlikle şehir çöplüğü değil. | Open Subtitles | نعم، هذا بالتأكيد لَيسَ نفايةَ المدينةَ. |
| Boğazlanmış, Orası kesin! | Open Subtitles | مخنوقة.. هذا بالتأكيد |
| Bunu kesinlikle değerlendirmeye alacağım. | Open Subtitles | حسنا، هذا بالتأكيد يعطيني الكثير لأفكر فيه. |
| Bu konuda hiçbir görüş belirtemem ancak bu kesinlikle o değil. | Open Subtitles | لا أجرؤ بفرض رأي على ذلك ولكن هذا بالتأكيد ليس هو |
| Stan, şöhretler listesindeki en yakışıklı erkek olacaksın, işte bu kesin. | Open Subtitles | ستان سوف تكون أفضل شخص في صالة الشهرة هذا بالتأكيد |
| Bunu kesin olarak bilmiyoruz, efendim. | Open Subtitles | لا نعلم أى من هذا بالتأكيد , سيدى |
| O kesinlikle bu yüzyılın dilini konuşmuyor. | Open Subtitles | حسنا، أعرف بعضا من الإسبانية و هذا بالتأكيد ليس من هذا القرن |
| Yani cinayet silahı kesinlikle bu mu ? | Open Subtitles | إذا هذا بالتأكيد مسدس الجريمة؟ |
| Baxter'ı öldürdüğünü itiraf edebilir ama beni öldürmeye kalkan adam kesinlikle bu değildi. | Open Subtitles | ربّما قد إعترف بقتل (باكستر)، لكن هذا بالتأكيد ليس الرجل الذي حاول قتلي. |
| burası kesinlikle Gracy'nin dinleme cihazlarını yaptığı yer ayrıca belli ki kalp hastalıkları konusunda farkındalığı arttırıyormuş. | Open Subtitles | حسنا,هذا بالتأكيد حيث يقوم جرايسى بصنع أدوات التنصت و على ما يبدو يزيد التوعيه بشأن أمراض القلب أيضا |
| burası kesinlikle iyi bir yer değil. | Open Subtitles | هذا بالتأكيد ليس مكاناً مناسباً للبقاء |
| Jesse, burası kesinlikle öldürüldüğü yer. | Open Subtitles | (جيسي)، هذا بالتأكيد حيثُ قُتِلت. فأس السلامة مفقود. |
| - Orası kesin. | Open Subtitles | حسناً, هذا بالتأكيد صحيح |
| Orası kesin... | Open Subtitles | هذا بالتأكيد... |
| Bunu kesinlikle biri yapmış ya da Wal-Mart'tan almış. | Open Subtitles | شخص ما صنع هذا بالتأكيد (أو إشتراه من (وال-مارت |
| Bunu kesinlikle telafi edeceğim. | Open Subtitles | سأعوض لكَ عن هذا بالتأكيد |
| Gördüğüm suç mahalline bakılacak olursa, bu kesinlikle cinayet silahının bir parçası. | Open Subtitles | بناء على مارأيت من مسرح الجريمة فـ هذا بالتأكيد هو سلاح القتل |
| Misal: "Ya millet bu kesin İncil'de olacak!" | Open Subtitles | يا رفاق هذا بالتأكيد سيصبح في الإنجيل |
| Bunu kesin olarak bilmiyoruz. | Open Subtitles | لا نعرف هذا بالتأكيد |