| Biliyorsun Çünkü sen babasın ek süre olacağını ve bunu düzeltebileceğini biliyorsun. | Open Subtitles | هذا لأنك الأب وأنت تعرف بأمر فترات السماح وتستطيع أن تصلح الأمر |
| - Çünkü sen hiç evlenmedin. - Eee? | Open Subtitles | ـ هذا لأنك لم يسبق لك الزواج من قبل ـ لماذا؟ |
| Bu geceleri uyurken korkmama sebep olduğun için... seni korkutucu, saç koklayıcı o..pu çocuğu. | Open Subtitles | هذا لأنك جعلتني اخاف من النوم في الليل وهذا لأنك شممت شعري بطريقة مزعجة |
| Bunun nedeni kağıdı çıkardıktan sonra geri yerleştirken yanlış sardın. | Open Subtitles | هذا لأنك أعدت الورقة بشكل خاطئ بعد أن أخرجتها |
| Çünkü annen ve babanın dediğinin aksine sen alkolik değilsin de ondan. | Open Subtitles | هذا لأنك وبرغم ما يقوله أبوك وأمك لست مدمن على الخمور |
| Sen buradasın da ondan. Doğu Sudan'ı işgal edecek misin? | Open Subtitles | هذا لأنك هنا هل قررت التحرك فيما يتعلق بشرق السودان؟ |
| Onunla seks yaptığımızı düşündüğün için böyle diyorsun. Yavaş konuş! | Open Subtitles | تقولين هذا لأنك تعتقدين بأنّه وأنا مارسنا الجنس |
| Çünkü sen, küçük parmağımla neler yapabileceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | هذا لأنك تعرفين ما يمكننى فعله بإصبعى الصغير. |
| Çünkü sen ve Sonia onun üzerinde sevişmediniz. | Open Subtitles | هذا لأنك انت و سونيا لم تمارسوا الجنس علية |
| Çünkü sen karşı atak hakkında hiç bir şey bilmiyorsun,beav. | Open Subtitles | هذا لأنك لا تعرف بشأن الهجوم المضادِ ,يا بيف. |
| Sana gelmiş olmamın tek nedeni amcayı alıkoymaktı, Çünkü sen kolay idare edilen birisisin. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي جعلني آتي اليك لتحضر لي العم هذا لأنك يسهل التلاعب بك |
| Çünkü sadece kardeşimin karısı olduğun için değil yaptığım şeyler münasebetsiz ve istemediğin şeylerdi ve senin rahatsız olmana neden oldular. | Open Subtitles | ليس فقط لأنك زوجة أخي هذا لأنك غير مبدية الرغبة وجعلك غير مرتاحة |
| Kızım olduğun için demiyorum gerçekten güzelsin. | Open Subtitles | أنا لا أقول هذا لأنك إبنتي أنتِ حقاً جميلة |
| Bunun nedeni onlara yalnızca tek bir ulusun temsilcisi olarak gelmeniz. | Open Subtitles | هذا لأنك أتيت إليهم كممثل لعشيرة واحدة فقط |
| Sürüş eldiveni giymişsin de ondan. | Open Subtitles | هذا لأنك كنت ترتدي قفازات قيادة |
| Kolonya sürecek kadar aptalsın da ondan. Hayır. | Open Subtitles | هذا لأنك غبي بالقدر الكافي لوضع القولونيا |
| - Şimdi habire benle zıt gidiyorsun. - Çünkü sen katlanılmaz bir insansın. | Open Subtitles | انت تغشيننى فى كل وقت هذا لأنك حقيرة |
| Kıskandığın için böyle söylüyorsun. | Open Subtitles | هو مهندس مناظر. و أنت فقط تقول هذا لأنك تغار. |
| Oh, Çünkü beni bir kaç gün önce değil de şimdi görüyorsunuz. | Open Subtitles | هذا لأنك ترانى الان بدلا من بضعة ايام مضت |
| Bunun sebebi bütün gün kulübede oturup, | Open Subtitles | هذا لأنك جلست فى غرفتك طوال الوقت :وأنت تقول |
| Çok korktuğun içindir, Baldrick, tek korkan da sen değilsin. | Open Subtitles | هذا لأنك خائف, بولدريك، ولست الوحيد هنا. |
| Onu sevdiğin için bunu demeyeceğin sonradan kafama dank etti. | Open Subtitles | لقد خطر لي للتو أنك لن تقول هذا لأنك تحبها |
| Çünkü onu daha önce gerçekten yaşadın. | Open Subtitles | هذا لأنك قد عشت هذا في الحقيقة قبلاً |
| İşte bu yüzden keş olmuşsun Papo. Hadi git bir ambulans çağır. | Open Subtitles | هذا لأنك مدمن يا بابو إذهب وأحضر سيارة إسعاف |