Bence bu ilişkinin ne olduğu hakkında bir karara varmalısınız. | Open Subtitles | لذا أعتقد أنكِ يجب أن تكونى واضحة بشأن هذه العلاقة |
İki taraflı fayda sağlamasa bu ilişkinin içinde olmazdım. | Open Subtitles | وبخصوص استغلال مكتب التحقيقات الفدرالي؟ لم أكن لأكون طرفا في هذه العلاقة لو لم تكن هناك منافع مشتركة |
Ben bu ilişkiye kendimden çok şey kattım ve aynı şeyi sende göremiyorum. | Open Subtitles | لقد تنازلت عن أشياء من أجل هذه العلاقة وأنا أشعر أنك لاتفعل المثل |
Simran, ben bu ilişkiye bir şans daha vermek istiyorum. | Open Subtitles | سيمران , أنا اريد ان اعطي هذه العلاقة فرصة اخرى |
Bu ilişkide cinsellik olmadığından dolayı, geriye pek çok güç ve enerji kalıyordu... biz çocuklar ve sosyalist günlük yaşam için. | Open Subtitles | لم تكن هذه العلاقة جنسية و لكن كان ما يزال هناك القوة و النشاط أما نحن الأولاد بقينا والروتين الاجتماعي اليومي |
Şirketiniz bu ilişkiden çok büyük yararlar görecektir. | Open Subtitles | شركتكم إستفادت كثيرا من هذه العلاقة الجديدة |
Hey buraya baksana sen. bu ilişkideki Ryan ben değilim. | Open Subtitles | إنظر، يا رفيق أنا لا أُمثل رايان هذه العلاقة |
Eğer kaderde bu ilişkinin başka bir yöne gitmesi varsa, zaten olur. | Open Subtitles | لو قدًر لنا الخروج من هذه العلاقة بشئ فليكن هذا .. , |
Gerçek şu ki ikimizin de, bu ilişkinin nereye vardığı hakkında en ufak bir fikri yok. | Open Subtitles | جيد والحقيقة أنه لدى أي منا أدنى فكرة.. حول اتجاه هذه العلاقة |
bu ilişkinin yürümesini ne kadar istediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | إنكِ تعرفين مدى رغبتي بإنجاح هذه العلاقة |
Her ne ise. Sırf suçluluktan bu ilişkinin içindeymişim gibi. | Open Subtitles | على أية حال، أشعر أنني عالقة في هذه العلاقة بدافع الذنب |
bu ilişkinin yürümesi için çok çaba harcadım ama seninde aynı çabayı harcadığını düşünmüyorum. | Open Subtitles | لقد تنازلت عن أشياء من أجل هذه العلاقة وأنا أشعر أنك لاتفعل المثل |
Evet ama sen biraz yavaş konuşuyorsun ve ben de bu ilişkinin gerçekten yürümesini istiyorum. | Open Subtitles | أجل, ولكنّك تتحدثين ببطئ, وأنا أريد أن أقوم بإنجاح هذه العلاقة |
Tyson'la ortaklık yapmak için beni bu ilişkiye zorla ittin. | Open Subtitles | لقد دفعتنى في هذه العلاقة وأنت تخطط لعملية الإندماج مع تايسون |
Hiç kimseye takılmayacağım. bu ilişkiye çok emek verdim. | Open Subtitles | أنا لن أخرج مع أي أحد أنا لا أحبذ بي في هذه العلاقة |
bu ilişkiye başlamadan önce lezbiyenlik tercihimi başkalarıyla denemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً لأنني لم أختم بطاقة الشارع للشواذ قبل أن أدخل في هذه العلاقة |
Bu ilişkide cinsellik olmadığından dolayı, geriye pek çok güç ve enerji kalıyordu... biz çocuklar ve sosyalist günlük yaşam için. | Open Subtitles | لم تكن هذه العلاقة جنسية و لكن كان ما يزال هناك القوة و النشاط أما نحن الأولاد بقينا والروتين الاجتماعي اليومي |
İyi, Bu ilişkide benden siktiğimin orospusu... olmamı bekleme, anladın mı? | Open Subtitles | لا تتوقع أن أكون الذي بالأسفل في هذه العلاقة أفهمت ؟ |
Umarım bu ilişkiden çok fazla şey beklemiyorsundur. | Open Subtitles | أتمنى أن لا تعقدي الكثير من الأمل على هذه العلاقة |
Senin de bu ilişkiden bir şeyler kazanmak hakkın. | Open Subtitles | يبدو عادلاً فقط أن تحظى بشيء خارج هذه العلاقة |
bu ilişkideki tüm kararları, senin almandan bıktım usandım. | Open Subtitles | أتدري, لقد تعبتُ من وضعك أنتَ بإتخاذ كل القرارات, في هذه العلاقة |
Açıklamaya çalıştığım şey yolsuzluk ve nadirlik arasındaki bu ilişki | TED | ما وددتُ وحاولت بيانه هو هذه العلاقة بين الفسـاد والندرة. |
- Bir ilişkiden yeni çıktım... - Ben bir ilişki istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا فقط خرجت من هذه العلاقة لا لا اسأل عن العلاقة |
Olaya,geniş açıdan bakarsan bu ilişkiyi aslında teşvik bile etmelisin. | Open Subtitles | في الواقع،إذا رايت الصورة أكبر أنت تشجع على هذه العلاقة |
Annem ve Charles'ın harika bir ilişkisi vardı birbirlerine bu tarz şeyleri gönderirlerdi. | TED | اذن كان لامي و تشارلز هذه العلاقة الرائعة حيث انهم كانو يرسلون هذا النوع من الاشياء الى بعضهم البعض. |