| bu sorunu çözdükten sonra, umarım bir daha hiç karşılaşmayız. | Open Subtitles | بعد حل هذه المشكلة اتمني الا تلتقي طرقنا مرة اخري |
| - Eğer kafanın içi boş olmasaydı belki de bu sorunu hiç yaşamazdık. | Open Subtitles | إذاَ لم يكن مرتبطا برأسك الغليظ ، ربّما لمْ نكن لنواجه هذه المشكلة |
| Kimseyi incitmeden bu problemi çözmenin bir yolunu bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | نحاول اكتشاف طريقة حل هذه المشكلة دون إيذاء مشاعر احدنا |
| bu problemi düşündüğünüzde, ne kadar büyük bir yükümlülük. Bilirsiniz, nereden başlıyorsunuz? | TED | فحين تفكر في هذه المشكلة أي جهود ضخمة. تعلمون، أين تبدأ؟ |
| Artık zamanın farkında değil. Sorun bu. | Open Subtitles | الأخ لم يعد يعرف قراءة الساعة هذه المشكلة |
| Başkan yardımcısı, Erik Casten, bu sorunun kayıp-kar analizini yaptırdı. | Open Subtitles | نائب الرئيس, إريك كاستن قام بعمل تحليل لتكاليف هذه المشكلة |
| Deneyselci olmakla ilgili tek Sorun da bu, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذه المشكلة برمتها تكمن في كون الأمر تجريبي، أليس كذلك ؟ |
| Adamların silahlarını yere bıraksın ellerinizi başınızın üstüne koyun biz de kimsenin burnu bile kanamadan bu meseleyi halledelim. | Open Subtitles | حسن قل لرجالك أن يضعوا أسلحتهم على الأرض وأن يضعوا أيدهم خلاف رؤوسهم ثم سننتهي من كل هذه المشكلة |
| Bunu söylememin nedeni ise... ...bu problemin yeni çıktığını sanmak gibi bir fikre sahip olabilmenizdir. | TED | والسبب الذي يجعلني أقول ذلك أنكم ربما تظنون أن هذه المشكلة حديثة نسبيا |
| Her ne kadar klinik tıp davranış değişikliğ nedeniyle acı çekiyor olsa da bu sorunu çözmek için çok fazla da uğraştığı söylenemez. | TED | ورغم ان الطبيب يتخوف \ يشتكي دوماً من السلوكيات التي تتغير فانه لا يوجد الكثير للقيام به فيما يخص علاج هذه المشكلة |
| Biz de bu meseleyi ele alıp bu sorunu çözmeye yardımcı olacak bir dış-iskelet üretmemiz gerektiğini düşündük. | TED | وقررنا نحن ان نأخذ هذا الامر على عاتقنا وان نصنع هيكل خارجي يمكنه ان يعالج هذه المشكلة |
| bu sorunu düşündüğümde aklıma gelen iki soru şunlar. | TED | وهناك تساؤلين .. يدوران في خلدي الآن عن هذه المشكلة |
| İngiltere'de üst orta sınıf bu problemi harika bir şekilde çözdü, çünkü işsizliği yeniden tanımladılar. | TED | في انجلترا الطبقة الوسطى العليا قد حلوا بالفعل هذه المشكلة ببراعة لأنهم قد تم تصنيفهم على انهم عاطلين |
| Onlar bu problemi benim için çözüyorlar birazcık -- Bu yapıyı oluşturuyorlar. | TED | إذا هم يقومون بحل هذه المشكلة لي، يحصلون على القليل ثم يبنون تلك العبارة |
| Şimdi bu problemi size versem, hepiniz çok kolay dersiniz. | TED | الان, إذا اعطيتكم هذه المشكلة كنتم ستقولون أنها في غاية السهولة. |
| Sorun bu. Biri ısmarlamayı unutmuş. | Open Subtitles | هذه المشكلة يا سيدي أعتقد أن أحدهم نسي أن يطلب غداءنا |
| Onların kültürü okula uymuyor. bu sorunun üstesinden gelmek için düşünebileceğimiz yöntemleri sizinle paylaşacağım. | TED | فثقافتهم لا يتم استيعابها في المدارس وسوف اشارككم بعض الطرق التي اظن انها تمكننا من تجاوز هذه المشكلة |
| Evet, Sorun da bu ama profiline baktığımda onunla ilgili hiçbir şey bulamıyorum. | Open Subtitles | حسنًا، أجل، هذه المشكلة ولكنّي أنظر في حسابه ولكن لا شيء هنا عنه. |
| Doktorlar ve vatandaşlar olarak bu problemin köküne inme fırsatımız var. | TED | لدينا فرصة، كأطباء وكمواطنين، لنعالج هذه المشكلة من جذورها |
| Tamam, iyi ki bu sorun çözüldü. Şimdi bu karmaşa ile ne yapacağız? | Open Subtitles | حسناً ، هذا حل هذه المشكلة لكن ماذا سنفعل بخصوص هذه الفوضي ؟ |
| İşte bu yüzden 40 farklı girişimci bu problem üzerinde çalışıyor. | TED | ولهذا السبب يعملُ 40 من أصحاب المشاريع المختلفة على هذه المشكلة. |
| Ve bu soruna için en basit çözümü düşünmeye çalıştık. | TED | ثم فكرنا بأكثر الحلول بساطةً نستطيع تنفيذها لحل هذه المشكلة. |
| bu işi nasıl halledeceğini veya sonunda ne olacağını bilmiyorum ama her ne yaparsan Vic, sana sonsuz mutluluklar diliyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف ستحل هذه المشكلة أو ما الخير الذى سيعود من ورائها لكن مهما فعلت يا فيك فأنا أتمنى لك كل سعادة الدنيا |
| Bence, birey olarak hepimiz için, özel ve mesleki hayatlarımızda olduğu kadar, toplumsal olarak tamamımızı etkileyen bir sorun. | TED | انها مشكلة كبيرة لنا على الصعيد الفردي والشخصي والعملي والاجتماعي واعتقد ان هذه المشكلة هي أمرٌ تراكمي نتاج ثقافتنا |
| Ben de en genç ve tatilde olduğum için bu iş bana girdi. | Open Subtitles | وبما أنني الأصغر وكنت عاطلاً كان علي تحمل عناء هذه المشكلة |
| Çünkü normalde, vücudunuz bu sorunla sürekli yüzleşiyor. | TED | لكن في العادة اجسامنا تتعامل مع هذه المشكلة في كل الأوقات |
| Ben de birkaç kez denedim bu probleme baktım, ve sonunda vaz geçtim. | TED | أنا حاولت هذا مرتين و نظرت إلى هذه المشكلة و تخليت عنها. |