| Bu anahtarları cebimde buldum, ve burada yaşadığımı düşündüm. | Open Subtitles | وجدت هذه المفاتيح في جيبي ولذالك أفترض أنى اعيش هنا |
| Bu anahtarları cebimde buldum, ve burada yaşadığımı düşündüm. | Open Subtitles | وجدت هذه المفاتيح في جيبي ولذالك أفترض أنى اعيش هنا |
| Yani diyorsun ki, Bu anahtarlar, okuldaki bir kapıya uyabilir mi? | Open Subtitles | إذاً اتظنين إنّ أحد هذه المفاتيح يفتح باباً في مدرستكِ ؟ |
| Bu anahtarlar neden senin için önemli? | Open Subtitles | لماذا هذه المفاتيح مهمة جداً بالنسبة لك؟ |
| Bayım, benim için şu anahtarları dışarı çıkarabilir misin? | Open Subtitles | سيدي، هلا جلبت لي هذه المفاتيح فضلاً؟ |
| Bize O anahtarları ver yoksa zorla alırız, ona göre! | Open Subtitles | لكن يجب أن تعطينا هذه المفاتيح وإلا ستجبريننا بأن نأخذها منك |
| O anahtarlar ağırlık yapmasın. | Open Subtitles | أيمكن أن أزعجك بطلب هذه المفاتيح ؟ |
| Bu anahtarları Adrian Monk'a verir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك اعطاء هذه المفاتيح الى ادريان مونك ؟ |
| Ya da Bu anahtarları kullanarak personel dosyasına bakabilirsin. | Open Subtitles | أو يمكنك استخدام هذه المفاتيح للدخول إلى غرفة ملفات الموظفين |
| Bu anahtarları cebimden alıp kaçmanı istiyorum. | Open Subtitles | ثمّ أريدكَ أن تأخذ هذه المفاتيح من جيبي وتخرج |
| Önceki gelişimde Bu anahtarları buldum. Senin mi? | Open Subtitles | لقد وجدت هذه المفاتيح في زيارتي الأخيرة لهنا هل هي لك؟ |
| Bu anahtarlar daha geniş çaplı anlaşmamızın gereği, anlıyorsunuz ya? | Open Subtitles | أنت تدرك أن هذه المفاتيح جزء من اتفاقنا الرئيسي |
| Bu anahtarlar daha geniş çaplı anlaşmamızın gereği, anlıyorsunuz ya? | Open Subtitles | أنت تدرك أن هذه المفاتيح جزء من اتفاقنا الرئيسي |
| Biliyor musun, Bu anahtarlar Hindistan malı. | Open Subtitles | هل تعلم ان هذه المفاتيح صنعت في الهند ؟ |
| Ama her şeyden daha önemlisi Bu anahtarlar artık evde bir şeye sebep olmadığım anlamına geliyor. | Open Subtitles | لكن.. أكثر من ذلك, هذه المفاتيح تعني... أنني لا أسبب أية شيء في المنزل. |
| Evet. şu anahtarları almam lazım. | Open Subtitles | أجل علي أن أحصل على هذه المفاتيح |
| O halde şu anahtarları alıp, özgürlüğüne kavuş. Acele et, Tuffy. | Open Subtitles | إذا خذي هذه المفاتيح و حرري نفسك |
| şu anahtarları dene! | Open Subtitles | جربي هذه المفاتيح |
| Ve aileler, O anahtarları ele geçirene kadar her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | والعائلات، لن تتوقف عند شيء حتّى يحصلوا على هذه المفاتيح.. |
| Steven Mayhew, O anahtarları derhâl bana ver! | Open Subtitles | ستيفن مايهو, سوف تعطيني هذه المفاتيح الآن |
| O anahtarlar sadece sağlık ekibinde var. | Open Subtitles | هذه المفاتيح مع الفريق الطبي فقط |
| Bazen bu anahtarların ağırlığını taşıyacak kadar güçlü olmamamdan korkuyorum. | Open Subtitles | أخاف أحياناً من أن لا أكون على مستوى القوة لحمل هذه المفاتيح |