Ve aslında bunun sebebi... 6-7 yaşındaymış gibi, Helsinki Üniversitesinde takılıyordum. | Open Subtitles | والسبب انني امضيت حوالي 6 او 7 سنوات في جامعة هلسنكي |
Koistinen gözetim altında kalacak ve hemen Helsinki Merkez Cezaevi'ne transfer edilecektir. | Open Subtitles | كويستينن سيبقى تحت الحراسة ليتم تحويله حالاً إلى سجن هلسنكي المركزي لقضاء حكمه |
Penelope'yi Helsinki'ye götür, Rio'ya giden uçağa binin. | Open Subtitles | خذ بينلوبي إلى هلسنكي و إستقالا الطائرة إلى ريو |
Sen de bunun aynısını soğuk savaş süresince Helsinki'de, o güzel casusla ...beraberken yaptın. | Open Subtitles | وفعلت الشيء نفسه الوكيل التي مزدوجة رائعة في هلسنكي وخلال الحرب الباردة. |
Eğer Gözü Helsinki'ye yönlendirirsek, burada neler olduğuna bakmayacaktır. | Open Subtitles | إذا شتتنا عينه إلى هلسنكي وبالتالي لن ينتبه لما يجري هنا |
Moskova'dan Petersburg'a. Sınırı Helsinki'den geçersin. | Open Subtitles | من موسكو إلى بطرسبورغ اعبر الحدود إلى هلسنكي |
Beytlehem, Helsinki, Batı Berlin ve Mercan Adalarından canlı olarak, | Open Subtitles | بيت لحم ، هلسنكي ، برلين الغربية و الحاجز المرجاني العظيم ، |
"Helsinki Sendromu" rehine ile rehin tutan arasındaki ilişkinin değişimine işaret eder. | Open Subtitles | "متلازمة هلسنكي" توصف تغير في العلاقة بين الخاطف والرهينة. |
Helsinki'deki Alman karargahında çalışıyormuş. | Open Subtitles | وهي تعمل في المقر العام "الألماني في "هلسنكي |
Onun Helsinki'de olup olmadığını bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعلم حتى ما إذا كانت في هلسنكي |
Seppo Ilmari Koistinen 16 Mayıs 2005'te Helsinki'de gerçekleşen büyük çaplı hırsızlığa karışmak ve yardım etmek suçlarından iki yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. | Open Subtitles | سيبو إلماري كويستينن سيتم الحكم عليه... بتهمة التحريض والمساعدة في السرقة الكبيرة في هلسنكي بتاريخ مايو 16, 2005 |
50 bin dolar Kopenhag'a, 100 bin Alman markı Helsinki'ye. | Open Subtitles | خمسين ألف دولار إلى " (كوبنهاجن)" مائة ألف مارك ألماني "(إلى" ( هلسنكي. |
Üssü Helsinki'de. | Open Subtitles | هو مقرّه في هلسنكي. |
Helsinki'ye gidiyorsun. | Open Subtitles | أنت ذاهب إلى هلسنكي. |
Helsinki görevi senin değildi. Senin olsaydı Helsinki'de olurdun. | Open Subtitles | منصب (هلسنكي) لم يكن لك لو كان كذلك، لكنت في (هلسنكي) |
Neden Helsinki bölge şefi olamayacağımı bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريد أن أعرف لماذا لا يمكنني أكون مدير مقر (هلسنكي) |
Helsinki için diplomatik becerileri olan birisine ihtiyacım var. | Open Subtitles | من أجل (هلسنكي)، أحتاج إلى شخص مع مهارات دبلوماسية |
Helsinki Olimpiyatları'nda sırık atlama. | Open Subtitles | الوثب الطويل في أولمبياد "هلسنكي" |
Helsinki polis bölümünden basmüfettis Timo Harjunpää. | Open Subtitles | المفتش (تيمو هارينبا) من قسم شرطة "هلسنكي" |
1912'de Helsinki'deki dünya şampiyonasında Frank James Marshall isimli bir adam Levitsky isminde birine yeniliyordu. | Open Subtitles | لرجل يدعى (فرانك جيمس مارشال) خَسِر من رجل يدعى (لفيتسكي) عام 1912 في بطولة العالم في "هلسنكي" |