| Onlar yapıyor. Yaratığı bizden saklayan Nox. | Open Subtitles | هم يفعلون ذلك , الـ " نوكس " تخفية عنا |
| Bunu Onlar yapıyor, ben değil. | Open Subtitles | -نعم ، حسناً هم يفعلون هذا ، انا لا |
| Onlar yapıyor. | Open Subtitles | هم يفعلون هذا |
| Sen ne dersen onu yaparlar, ve bir sorun yok | Open Subtitles | هم يفعلون كما تقول لهم ونحن ليس لدينا مشكلة |
| - Oh, affedersiniz. - Böyle yaparlar, değil mi? | Open Subtitles | أوه أنا آسفة هم يفعلون ذلك أليس كذلك قباعات صغيرة |
| Bunu yaptıkları her noktada devletin bütün çabalarına karşın hayatınızı istediğiniz gibi yaşamak için elinizde bir fırsat var. | Open Subtitles | في أى مكان هم يفعلون ذلك، هناك فرصة أن تعيش حياتك علي النحو الذي تراه مناسبا على الرغم من جهودهم |
| İnsanlar neden burada olup bunları yaptıklarını gerçekten anlayacaklardı. | Open Subtitles | الناس سوف يعرفون حقا لما هم هنا وماذا هم يفعلون |
| Onlar yapıyor. | Open Subtitles | هم يفعلون هذا |
| Onlar yapıyor. | Open Subtitles | هم يفعلون هذا |
| Sadece para için yaparlar. | Open Subtitles | هم يفعلون ذلك فقط من اجل المال |
| Bana böyle bir şeyi nasıl yaparlar? | Open Subtitles | لكن كَيْفَ هم يفعلون شيءُ مثل هذا لي؟ |
| Onun için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | هم يفعلون أيّ شيئ لهم |
| Yemekleri büyük kaselerde götüreceksiniz müşteriler kendilerine servis edecekler siz ikinizi işe aldığımdan beri yaptıkları gibi. | Open Subtitles | أنتم ستحضرون الطعام في أوعية كبيرة و الزبائن سوف تخدم أنفسها. كما هم يفعلون منذ أن قمت بتعيينكم. |
| Kiminle dolaştıkları, ne yaptıkları bilinmez. | Open Subtitles | انت لا تعرف من حولهم او ماذا هم يفعلون |
| Gerçek şu ki orada ne yaptıklarını bilmiyoruz. | Open Subtitles | في الحقيقة، أننا لا نعرف ماذا هم يفعلون في الأعلى. |
| Çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar. | Open Subtitles | لانهم لا يعرفون ما هم يفعلون... |